Son Dakika
- Makaslayan tır Yığılca yolunu trafiğe kapattı
- Otoyolda 7 kişinin bindiği otomobil hurdaya döndü
- Bin adet Ihlamur fidanı dağıtıldı
- Öğrenciler Efteni Gölünde kuşları gözlemledi
- Türkiye şampiyonasında Düzce’yi temsil edecekler
- Gençlerin uluslararası başarısı
- Çevre için bir araya geldiler
- 2022 yılı işsizlik rakamları açıklandı
- Tüketici güven endeksinde düşüş sürüyor
- Sönmez imzaya çağırıyor
VALİ BEY HACCA GİTMİŞ.. 40 kere Hacca gitsen ne olur?
Sönmez, “Vali Bey Hacca gitmiş. Allah kabul etsin. Tüyü bitmemişin hakkına sahip çıkmayacaksan 40 kere Hacca gitsen ne olur?” dedi.

(Gazete burasıdüzce – RÖPORTAJ)
İşçi Partisi Düzce İl Başkanı Fethi Sönmez'in geçtiğimiz hafta Belediyeye ait parkların kiraları ve Üniversite Kantin ihalesiyle ilgili yaptığı açıklamalar Düzceliler'in oldukça dikkatini çekmişti.
“PARKLARIN AYLIK KİRASI
BİRİ 800 DİĞERİ 1.200 LİRA”
Sönmez; “Merkezde bulunan iki park ve tesislerin kirası aylık KDV dahil 800 ve 1200 lira…” demiş ve bu kez akıllara Belediyeye ait diğer taşınmazların kiralarının kaç lira olduğu sorusunu getirmişti. Sönmez bu listenin kendilerinde olduğu ve isteyen herkese bunu verebileceklerini belirtti.
Fethi Sönmez, Üniversite kantin ihalesinde de insanın aklının karıştığını ifade ederken Vali ve savcıyı göreve davet etti.
“BELEDİYEYE AİT TAŞINMAZLAR
KİME, KAÇ LİRADAN VERİLMİŞ?”
Gazete burasıdüzce: Düzceliler'in dikkatlerini park kiralarıyla ilgili yaptığınız açıklamalara çektiniz! Bu bilgileri nereden ve nasıl aldınız?
Fethi Sönmez: Bildiğiniz gibi Düzce şehir merkezinde karşılıklı iki tane park var. Biri eskiden Maarif Tarlası dediğimiz İnönü Parkı, diğeri de Park gazinosu. Başka yerler de var, fakat bu iki yer hem göz önünde hem de halkın mecbur kullanacağı yerler olması.
İnönü Parkı'nın geçtiğimiz 10-15 yılına bakalım. Bir lunapark kurulmuş, parkın bir bölümü gitmiş. Daha sonra birtakım binalar yapılmış. En son da muhtarlık binası yapıldı. Yurttaşların buradan şikayeti var. Burası Düzce halkına ait ve satılan ürünlerin fiyatları burada en ucuz olması gerekirken en pahalı yerler. Buraya bir puaça, simitle otursak “Dışarıdan yiyecek getirmek yasak” diyorlar. Tuvaletlerden de şikayet var.
Park Gazinosu'nu ise biliyorsunuz. Burası yeniden yapıldı ve duvarına kocaman harflerle “Belediye Sosyal Tesisleri” yazıldı. Benzer şikayetler burası içinde var. Ayrıca burada birde üç katlı hamburger binası yapıldı. Burası da park olmaktan çıkarıldı.
Buralarda dar gelirli, emekli vatandaşların oturma şansı yok. Yine Düzce halkına ait olan bu yerlerde düğün, sünnet gibi törenlerini de halk yapamıyor. Yani kısacası buralar hem park özelliğini yitirdi, hem de vatandaş için herhangi bir özel şahıs yerlerinden farkı yok. Biz de Düzce Halkına hayrı olmayan bu yerlerden belediye çok mu kira alıyor, aldığı bu kiraları halka hizmet olarak mı sunuyor diye merak ettik.
4982 sayılı Bilgi Edinme Kanunu gereği belediyeye dilekçeyle başvurduk ve belediyeye ait taşınmazları kimlere hangi koşullarla verdiklerini sorduk. Belediye de liste halinde bu taşınmazların kimlere yıllık kaç lira kira bedeliyle verildiğini belirtmiş. Bu elimizde gizli değil, isteyen herkese de verebiliriz.
“800 DEĞİL, 800.000 OLSA DA ÖNEMİ YOK!”
Bizim eleştirimiz AKP ve onun zihniyetindeki Belediyeye. Yoksa bu yerleri Ahmet değil Mehmet kullanır. Sonuç değişmez.
Ankara'dan Düzce'ye, yukarıdan aşağıya, millete ait olan herşey yağmalanıyor. Türkiye ve Düzce'nin de geleceği ipotek altına alınıp karartılıyor. Diyelim ki kira 800 değil de, 800.000 olsa Düzce halkına yararı olmadıktan sonra bir önemi yoktur. Halk suyu daha ucuza mı içecek? Otobüse daha ucuza mı binecek? Hayır. Belediye başkanı 650 bin liralık makam arabasından bir tane daha, ya da daha pahalısını alacaktır. Ya da AK Saray 1500 oda olacaktır.
“HALKIN UCUZA YARARLANDIĞI HİZMETLER
ORTADAN KALKTI”
Diğer Belediyeler kendilerine ait mülkleri nasıl değerlendiriyorlar, hiç araştırdınız mı?
Bu yapılanlar yaygın olarak her tarafta var. 1980 darbesinden sonra yaygınlaşan özelleştirme furyasıyla kamuya ait tüm KİT ler, arsalar, işletmeler satıldı. Bu ulus devletleri çökertme projesiydi. Bu furyaya belediyeler de katıldı.
Sümerbank'ı devlet ayakkabı, elbise mi yapacak anlayışıyla satanlar; belediyeler çöp mü toplayacak, yolcu mu taşıyacak, çay mı satacak söylemleriyle kamuya ait yer, iş ve hizmetleri de satışa çıkardılar.
Bunların büyük çoğunluğunu mafya türü organizasyonlar aldı. Halkın ucuza maliyetine yararlandığı hizmetler ortadan kalktı.
“YEŞİL ALANLARI TEHDİT EDEN YAPILAR YIKILMALI!”
Peki sizce olması gereken ne?
Bizce olması gereken:
1- Belediye işleri, belediye personeli ile yapılmalı. Belediyeye ait park, bahçe ve tesislerden halk kar gözetilmeden yararlandırılmalı. İhale sistemine son verilmeli. Ranta fırsat verilmemeli. Hizmetler kaliteli ve ucuz olmalı.
2- Yeşil alanları tehdit eden yapılaşmaya izin verilmemeli. Yapılmış olanlar yıkılmalı.
3- Belediyeye ait büfe, dükkan vb. yerlerin kiralanmasında mafya türü organizasyonlara fırsat verilmemeli. Halktan gizli sözleşme ve kiralama yapılmamalı. Hiçbir sözleşme belediye başkanının dönemini aşan bir süreyi kapsamamalı.
ÜNİVERSİTE KANTİN İHALESİNDE NELER OLDU?
“SAVCI, VALİ KİMSE YOK MU?
DEMEK Kİ YOK!”
İhaleler Nasıl Yapılıyor?
Belediye olsun diğer kamu ihalelerinde olsun, son Araştırma Hastanesi Kantin ihalesi örnektir.
Geçen yıl eski parayla 1 Trilyon 200 milyara verilen kantin aynı şahsa bu yıl 350 bin liraya verildi. İhaleyi yapanlar biz tarafsız kaldık, ihaleye dört kişi katıldı, artış olmadı diyor.
Ben yetkili olsam bunlara; “Siz o koltuklarda tarafsız olmak için mi oturuyorsunuz. Geçen yıl bu fiyata giden kantin ihalesini bu yıl neden 800-900 bin liradan başlatmadınız” diye sorardım.
Şimdi düşünen herkesin aklına şu gelmiyor mu? Bunlar yani ihaleye girenler aralarında anlaştılar. İhaleyi de düşük fiyattan çıkarttılar, hastanenin en az 800 milyarını götürdüler.
İhaleye katılanlar hiç fiyat artışı yapmamış. Yani 350 ye ihaleye çıktı 400'e verildi falan yok. Bunlar artış yapmayacaktı neden ihaleye girmiş olabilir.
Burada adaleti kim sağlayacak? Hastanenin parasını yerine kim koyacak. AKP mi? AKP kurmaylarından izinsiz kimse simit dahi yiyemez.
Peki savcı vali kimse yok mu? Demek ki yok! Vali Bey Hacca gitmiş. Allah kabul etsin. Tüyü bitmemişin hakkına sahip çıkmayacaksan 40 kere Hacca gitsen ne olur? O köprüden geçebilir mi?
“BUNLARI GÖRENLER, KENDİ KENDİLERİNE
SÖYLENMEKTEN ÖTEYE GİTMİYOR..”
Son olarak söylemek istedikleriniz nelerdir?
Bir Bağ ki Viran Ola
İçi Dikenle Dola
Ayıklamak Neylesin
Od ile Yakmayınca
Yunus Emre'nin bu dörtlüğü çözümü gösteriyor.
Demek ki bu sistemi değiştirmeden artık çıkış yolu yok.
Sabırla millete anlatacağız. Hiç kimse bu çürümüşlüğü kabul etmez. Bir kısım insanımız günlük iş güç telaşında bunları görmüyor.
Görenler örgütlü değilse kendi kendilerine söylenmekten öteye gidemiyor. İşçi Partisi bunun için var. Bu kokuşmayı gören ve kabul etmeyen herkesi İşçi Partisinde gücümüzü birleştirmeye çağırıyoruz.
Bu yükü üstümüzden birlikte kaldırıp atabiliriz. Milletimize de, kendimize de güveniyoruz. Hiçbir haksızlığın peşini bırakmayız. Bırakmayacağız da.
Yorumlar (3)
-
Bence önemli
23.11.2014 19:45İşçi Partisi bunun için var. Bu kokuşmayı gören ve kabul etmeyen herkesi İşçi Partisinde gücümüzü birleştirmeye çağırıyoruz. Başkan çağrıyı yapmış. Gidip partiye kayıt olmak lazım. İşçi Partisinin gücünü ikiye katlayalım. Bakın meydanda çakallar dolaşabiliyor mu?
-
önemli değil
23.11.2014 13:35fethi bey şuna kesin inandım ki siz düzcenin gerçek savunucusu ve hak arayanısımız, şerefim üzerine söyliyeyim ki sizden başka yiğit, delikanlı ve cesur bir kişi tanımadım,, maalesef başını kuma sokarak olaylara duyarsız ve çıkar peşinde koşan zavallılar için hep hedef oluyorsunuz, şunu sakın unutmayın sayın sönmez, bu tür insanların ne kadar tepkilerini çekseniz bile o sessiz çoğunluk var ya hani çaresiz ve kaderci işte onların sesi soluğu oluyorsunuz ve takdir görüyorsunuz,, allah yolunuzu açık etsin ve inşallah dik duruşunuz devam eder sekteye uğramaz.
-
Cicu Selim
21.11.2014 16:27İşte bunları dile getirdiğinizde, bizi engellemeye çalışıyorlar Bizi çekemiyorlar diyorlar.Kardeşim yaptıklarınıza bir şey diyen yok. Size sadece ufacık bir örnek 15 yılda bir terminal bitirilmezmi. Övündüğünüz şeylerin yanında bu UTANÇ size ÖMÜR boyu yeter. Aslında tek yapmanız gereken elinizi cebinizden çıkarıp DÜZCEM İÇİN MÜCADELE VERMEK....
Yorum Yap