Bu hafta genç girişimciler köşemize Abdussamed Aktaş konuk oldu.

   Hem Düzce Üniversitesinde okuyup hem de Belediye Sebze Halinde sebze meyve alım satım, tarım ve nakliyatıyla uğraşan Aktaş , Düzce'de kazanılan paranın sürekli dışarıya yatırıldığını söylüyor.

   Aktaş Market Yasasının olumlu ve olumsuz etkileri olduğunu söyleyerek, “Devlet bu konuda biraz bizim önümüze geçti” diyor.

    İşte Abdussamed Aktaş’la gerçekleştirdiğimiz keyifli söyleşimiz…

   Öncelikle sizi tanıyalım?

   İsmim Adussamed Aktaş, 1993 Düzce doğumluyum. Anadolu Teknik Lisesi'nde Makine bölümünü okudum. Şu anda Düzce Üniversitesi İmalat Mühendisliği bölümünde okuyorum.

   Çok eskilerde ailem balcılıkla uğraşmaya başlamış. Bu nedenle lakabımız balcıdır. Şu anda da Düzce halinde meyve ve sebze alım satımıyla uğraşıyorum. Hem üretim hem ticaret aşamasında yer alıyoruz. Aynı zamanda tarım ve nakliyatla da uğraşıyoruz.

DÜZCE'NİN PROBLEMLERİNE SEYİRCİ KALAMADIM!

   Genç MÜSİAD'la tanışıklığınız ne zaman başladı?

   Genç MÜSİAD'la 2013 yılında tanıştım. Düzce'nin problemlerine seyirci kalamadım ben de bu problemlerin çözülmesine yardımcı olmak için böyle bir kurumda yer almak istedim.

DÜZCE'DE UYUŞTURUCU İSTEMİYORUZ!

   Genç MÜSİAD olarak ne gibi problemleri ele alıyorsunuz?

   Şu anda Düzce için çok mühim bir problem olan Bonzai ile mücadele üzerine yoğunlaştık. Şu an herkes bu konuda bir şeyler yapmaya çalışıyor ancak yapılanlar yeterli değil. Her gün haberlere konu olan Bonzai tehlikesini bitirmek istiyoruz. Bu işin ucu bizlere ve bizim çocuklarımıza dokunuyor. Belki ilerde onların çocuklarını da etkileyecek. Düzce'de uyuşturucuyu istemiyoruz. Bununla ilgili büyük çaplı projelerimiz var. Bu projelerde siyasi partiler, diğer STK'lar, belediyeler ve halkımızla beraber hareket ederek bir dayanışma başlatmak istiyoruz.

   Ayrıca gençlerin iş bulmalarına yardımcı oluyor ve Düzce'ye yararlı bir birey olmalarında gerek birebir gerekse yönlendirmeler vasıtasıyla gerekli desteği sağlıyoruz.

   Son zamanlarda Düzce'nin gündeminde hava kirliliği var. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

   Arabaların egzozları, kömür kullanımı ve fabrika bacalarından çıkan dumanlar çevreyi kirletmektedir. Tabi ki Düzce'nin coğrafi yapısı da bu durumu etkiliyor. Bu kirlenmenin önüne nasıl geçebileceğimiz konusunda birkaç projemiz var. Bunları şu an için saklı tutuyoruz. Umarız yakında bu konu üzerinde gerçekten büyük bir çalışma yapıp gerçekten büyük adımlar atarak Düzce'ye bu konuda çok büyük fayda sağlamak istiyoruz.

   Düzceli gençleri girişimciliğe yöneltmek için ne gibi çalışmalarınız var?

   Geçtiğimiz günlerde halka açık ufak çaplı bir girişimcilik sunumu yaptık. KOSGEB'in genç girişimcilere sağladığı fırsatlar konusuna kısaca bir giriş yaptık. Ayrıca bize üye olan firmaların ihtiyaç duyması halinde bize müracaat edenleri o firmalara yönlendirip gelir elde etmelerini sağlıyoruz.

   Zincir Mağazalarla ilgili yasa hakkında ne düşünüyorsunuz?

   Bizi en çok haller ile ilgili olan kısmı etkiliyor. Eskiden komisyoncu olanlar, halde dükkan sahibi olanlar malı yerinden alıp satabiliyorlardı. Ancak şu anda bunu marketler de dahil olmak üzere herkes yapabiliyor. Tabi bunun kalitesi tartışılır. Yasanın bize yarayan kısımları da var, yaramayan kısımları da var. Devlet bu konuda biraz bizim önümüze geçti.

DÜZCE HALKI TARIMDAN

GERİ ÇEKİLDİ

   Sizce Düzce ekonomisinde sanayi ve tarımın yeri nedir?

   Düzce'de sanayi üretimi yer edinmiş vaziyette. Bu noktada yapılan bir hata var, Düzce tarımı unuttu! Baktığımızda 90'lı yıllarda ve 2000'li yılların başında Düzce'nin yüksek miktarlarda tarım geliri vardı. Sanayileşmenin işçi problemini ortaya çıkarmasıyla Düzce halkı tarımdan geri çekildi. Bunun da birçok sorunu beraberinde getirdiğini düşünüyorum.

FAZLA NAKİT PARA AKIŞI GERÇEKLEŞMİYOR

   Düzce'deki iş adamlarının en büyük sorunu nedir?

   Düzce'deki iş adamlarının en büyük sorunu bence nakit para akışıdır. Kredi imkanlarının artmasıyla esnaf ve tüketiciler yatırım yapıp, yatırımlarını değerlendirmeye çalışıyorlar. Bu şekilde nakit paralarını bankalara ve ev kredilerine yatırdıkları için tüketimden kısıyorlar.  Bu yüzden de fazla nakit para akışı gerçekleşmiyor. Aynı zamanda Düzce'nin şöyle bir yönü var; Esnafımızın yarıya yakını, Düzce içerisinden alışveriş yapmak yerine, alacaklarını dışarıdan temin ediyor. Bu sebeple Düzce içerisinde kazanılan para sürekli dışarı çıkıyor. Bunun nedeni ise Düzce'nin İstanbul ve Ankara gibi iki büyük ticaret merkezi arasında yer almasıdır.

BİRBİRİMİZE KENETLENMELİYİZ

   Sizce bir krizle karşı karşıya mıyız?

   Şu an bir krizle karşı karşıya değiliz. Ancak bu aşamada gerçekten çok dikkatli olup birbirimize kenetlenmeli kendi içimizde gerçekleşen çapraz ticareti kuvvetlendirmeliyiz. Düzce içerisinde sürekli gerçekleşen bir ithalatımız var. Bu noktada ihracatımızı yükseltip artıya geçmek durumundayız.

DÜZCE HALKI ÖĞRENCİYE ALIŞTI

   Halkla öğrenciler arasında bir kopukluk olduğu söyleniyor. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?

   Bu konuda hem Düzceli bir iş adamı hem Düzce üniversitesinde okuyan bir öğrenci olarak Düzce halkının öğrenciye alıştığını düşünüyorum. Düzce sürekli dışarıdan göç alan ve nüfusu artan bir il olduğu için hem öğrenci hem de dışarıdan gelen nüfusun bir barınma sorunu var. Aynı zamanda gezilecek, eğlenilecek yerler olmadığı konusunda şikayetler var. Bununla ilgili benim de içinde bulunduğum Akademik Koordinasyon Kurulu önümüzdeki dönem çeşitli projeler yaparak öğrencilerin bu ihtiyacını karşılamaya çalışacak. Ayrıca Düzce Öğrenci Kurulu'nun bu konu üzerine itinayla çalıştığını düşünüyorum.

   Son olarak okurlarımıza mesajınız nedir?

   Kendi kazancımızı ve iş gücümüzü Düzce'nin içinde tutmalıyız. Düzce'nin ithalattan çok ihracata ihtiyacı var, bu aradaki dengeyi esnaflarımızın koruması gerektiğini düşünüyorum. Uyuşturucuyla mücadele konusunda her bir bireyin bu tehlikenin farkına varıp STK'lara ve oluşumumuza destek vermesini istiyorum.