(Röportaj: AYŞEGÜL AYDIN)
Düzce'de Musıki nasıl hayat buldu, günümüze kadar nasıl geldi, hangi zorluklara direndi ve günümüzde tam olarak nerede?
İşte tüm bu soruların cevabını üç dönem başkanlık yapmış Gönül Aydın ve yılların Türk Sanat müziği hocası Faruk Genç'ten alacağız…
Hemen başlayalım…
Ayşegül Aydın: Düzce Musıki Derneği ne zaman ve kimler tarafından kuruldu?
Faruk Genç - Gönül Aydın: Musıki derneği kurulmadan önce cemiyet adı altında fotoğrafçı Sezai abi, Şakir Gösterişli, Nahit Algün, Veysi Akkurt bunlar hepsi bizim büyüklerimizdi. Bu büyüklerimiz tarafından halk evinde hafta sonları yapılan fasılla başladı. Sonrasında evlerde, piknik alanlarına taşındı yıllarca.
Daha sonra 1984 yılında Oğuz Çimen adlı bir müzisyen arkadaşımız dernek kurmalıyız dedi. Düzce'nin eski insanlarından Ruhi Gürollar, kitapçı Sabahattin İnançlar gibi isimlerin teşvikiyle 1984 yılında Düzce Musıki Derneği kuruldu. Resmi dernek adını aldıktan sonra Düzce'de insanlar rağbet göstermeye başladı ve bu müziği devam ettirmek istedik. 1992-1993 yıllarında Oğuz Çimen Düzce'den ayrıldıktan sonra bu derneği ayakta tutmak için hocalık görevini biz üstlendik. Ve o gün bu gündür çalışmalara devam ediyoruz.
“ŞİMDİ PEK RAĞBET GÖRMÜYOR!”
Ayşegül Aydın: Bu dönemler arasında en yoğun en kalabalık yıllar hangi yıllardı? En çok rağbet hangi senelerde oldu?
Faruk Genç: 1985-1990 yılları arası katılımın en yoğun olduğu senelerdi. Hobilerini geliştirecek bir yer bulamadıkları için derneğimiz ilgi çekici olmuştu. O dönemde 80 kişilik korolarımız vardı. Biz bunlardan eleme yapmak zorunda kaldık ve 30 kişilere düşürdük. Şimdilerde o zamanlardaki gibi rağbet görmüyor. O zamanın ekonomik koşulları, insanların keyfi yerinde, kendine bir hobi edinebiliyor idi.
---Konserlerin tam olarak hitap ettiği kitle nasıl desem?
Faruk Genç: Bizim düşüncemiz gazino kültürü de olsun, insanlar eşiyle gelip dans ettiği, musıki dinlediği alanlar oluşturmakla ilgili amacımız.
Bir noktayı atlamak istemiyorum. Belediyede Selahattin Olcar döneminde Musıki Derneğinin çalışmaları askıya alındı. Orada konservatuar olgusu oluştu. Biz de oraya geçtik üç hoca. İki yıllık bu süreçte belediye bize destek verdi.
“REPERTUAR GÜNÜMÜZ
BEĞENİSİNE GÖRE BELİRLENİYOR”
---Günümüz musıki gecelerinin repertuarı nasıl belirleniyor?
Faruk Genç: Repertuarlar piyasa koşullarına, günümüz beğenisine uygun olarak belirleniyor. Orta sınıf herkesin eşlik edebileceği düzeyde oluşturuyoruz. Hem öğrencinin, hem de dinleyicinin sevebileceği seçimler yapmak önemli.
--Solo şarkı söyleyecek üyenizi nasıl seçiyorsunuz?
Faruk Genç: Sololarda mükemmel sesler gerekmiyor sadece yanlış okumaması yeterli. Yani ritim aksamayacak, detone olmayacak sesler değerlendiriliyor.
“İNSANIN RUHUNA HİTAP EDEN
BİR İŞ YAPIYORUZ”
---Türk sanat müziğine ilgiyi arttırmak için neler yapmak lazım?
Faruk Genç: Aslında bu bir kültür. İnsanın ruhuna hitap eden bir iş yapıyoruz. İnsanların duygularının yoğunlaştığı alandır müzik. Aslında sanatın her kolu böyledir. ,
Günümüz şarkıları ritmin üzerine bilgisayar üstünden ses okunarak yapılıyor. Lakin Türk müziği zordur. Ciddiye alınması gereken bir müzik dalıdır.
“TÜRK SANAT MÜZİĞİ DİNLEYEN
BÜROKRAT KALMADI”
---Düzce Musıki Derneği Belediye veya Valilikten destek görüyor mu?
Faruk Genç: Kesinlikle hayır. Davet dahi edilmiyoruz konserlerine. Eskiden bürokratlar bu tarz organizasyonlara katılırlardı ki, halk da katılsın. Ön ayak olurlardı. Şimdi öyle bürokrat yok. Sanırım bu müziği Türk Sanat Müziğini dinleyen, anlayan bürokrat kalmadı.
Tek destek gördüğümüz ve hala bizi arayıp devam mısınız hocam diyen yegane bürokrat Halil Nimetoğlu'dur. O dönemlerde çalışacak yer bulamazken, Nimetoğlu bize yer tahsis etti, her dersimize bizzat kendisi katıldı. Biz de kendisi için o dönem Urfalı olduğu için sıra gecesi düzenlemiştik.
---Son olarak okuyucularımıza ne aktarmak istersiniz?
Faruk Genç: Büyük büyük kocaman kocaman binalar yaparsınız, kenti boydan boya inşa edersiniz, geniş geniş caddeler yaparsınız ama içinde oturttuğunuz insanları sosyalleştiremezseniz, hiçbir şeyin kıymeti yoktur.
Yorum Yap