Son Dakika
- Makaslayan tır Yığılca yolunu trafiğe kapattı
- Otoyolda 7 kişinin bindiği otomobil hurdaya döndü
- Bin adet Ihlamur fidanı dağıtıldı
- Öğrenciler Efteni Gölünde kuşları gözlemledi
- Türkiye şampiyonasında Düzce’yi temsil edecekler
- Gençlerin uluslararası başarısı
- Çevre için bir araya geldiler
- 2022 yılı işsizlik rakamları açıklandı
- Tüketici güven endeksinde düşüş sürüyor
- Sönmez imzaya çağırıyor
Kadın içerikli küfürler dilimizden atılmalı
“Artan kadın cinayetleri ve çağlar boyunca kadının öyküsü” adlı söyleşi için Düzceye gelen yazar Özlem Akşit Kuşcan, “İnanıyorum ki kadının değerini yerlere atan küfür ve tabirler beyinlerimizden, dilimizden silinmedikçe ve bu tarz cinayetlerde erkeklerimiz kadınlarımızdan daha önde ellerine pankartları alarak protesto yürüyüşleri düzenlemedikçe bizler başarılı olamayacağız” dedi.

“Lilith'den Malala'ya Kadının adı var” ve “Antik çağdan günümüze Kadın'ın öyküsü” Kitaplarının yazarı Özlem Akşit Kuşcan geçtiğimiz “Artan kadın cinayetleri ve çağlar boyunca kadının öyküsü” adlı söyleşiyle Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Salonunda Düzceliler'le bir araya geldi.
Söyleşi sonrasında Gazete burasıdüzce'ye de bir nezaket ziyareti gerçekleştiren Kuşcan, Genel Yayın Yönetmeni Fatih Melih Maradit ile bir süre sohbet ederek, Düzceliler’le biraraya gelmesinden ne denli keyif aldığını anlattı.
“SON 15 YILDA 1139 CİNAYET”
Özlem Akşit Kuşcan, “Artan kadın cinayetleri ve çağlar boyunca kadının öyküsü” adlı söyleşimize Düzce halkından gelen duyarlı ilgi büyüktü” diyerek sözlerine başladı ve şöyle devam etti; “Aslında gönül arzu ederdi ki bizler biraraya gelirken konumuz sadece kadınların değerli üretimlerini, ülkemiz kadınlarının çağdaş dünyaya olan katkılarını konuşalım. Ancak toplum olarak maalesef hâlâ kadına şiddet ve kadın cinayetleri gibi toplumun büyük yarası haline gelmiş olan acılarımızı paylaşıyoruz. Bizleri bir araya getiren ise son günlerde yaşanan Özgecanımızın vicdansız karanlık ellerde vahşice katledilmesi oldu. Sadece onun cinayeti toplum için derin acıyla beraber bir farkındalık uyandırıcı bir trajedi idi ama ülkemizde buna benzer sayısı son beş yılda 1139 gibi rakamları bulan bir yığın dosya var. Hal böyle olunca ülkenin aydın idealist insanlarına önemli görevler düşüyor. En başta yer alan görev toplumu nedenleri niçinleriyle kadınımızın bugünkü içinde bulunduğu layık olmadığı değersizlik sorunu ve kadınların içinde bulundukları yaşadıkları şartlar hakkında doğru bilgi sahibi yapmak. Toplumda ciddi bir bilinç ve farkındalık yaratmak. Bu sorunun günümüzdeki suretlerinden örnekler verip tarihi sosyal kökenlerine inmek, konuşmak, tartışmak, paylaşmak…”
“DÜZCE'DE KATILIM OLDUKÇA YOĞUNDU”
“İşte bu sebeple yüreğinden tüm içtenliğiyle bu davaya inanarak yola çıkmış biri olarak Düzce halkıyla buluştuk” diyen yazar Özlem Akşite Kuşcan, “Ve katılımın yoğunluğu doğru yollar üzerinde olduğumuzun inancını ve çözümler elde edebileceğimiz daha çok Özgecanlar'ı kaybetmemek için insanlarımızın güç birliği yapacağı umudunu güçlendirdi.. Yürek birliği içinde birçok insan vardı. Katılımda duyarlılık çok yüksekti. Orada 14 yaşında Hatice Arı adlı cinayete kurban verilmiş kızımızın acılı ailesinin de yer alması ve acılarını bizlerle paylaşması yürek birliğimizi artırdı” dedi.
“KÖTÜ KARAKTERLER ÖRNEK ALINIYOR”
Söyleşiyi iki ana bölüm altında yaptıklarını ifade eden Kuşcan, “Birinci bölümde artan kadın cinayetleri ve tecavüz olaylarında temel faktörlerin neler olduğu üzerinde durduk. Sosyal değerlerimizi gün geçtikçe kaybettiğimiz hukuk dışı olayların seyrine şahit olduğumuz son yıllarda toplum olarak başka insanların alanlarına, haklarına ve yaşam tarzına karşı hoşgörülü olmada ciddi bir saygı düşüşünün olduğunu ve toplumsal olarak farklılıklarımızla beraber bir arada yaşama duygumuzun zayıfladığının altını çizdik. Kültürel yaşantısı dar bir toplum olarak televizyonun hayatımızdaki yerinin oldukça önemli olduğunu ve büyük bir kitle seyircinin dünyaya televizyon haberleri ve dizileri gözünden baktığını bir takım alt kültüre mensup insanların dizilerdeki kötü karakterleri kendine örnek alarak 'Gücüm varsa yaparım' psikolojiyle hareket ettiğini ifade ettik. Zira Özgecan'ın katili olan mahlukat da 'Fatmagülün Suçu ne?' dizisiyle ilgili cüretkar çirkin düşüncelerini sosyal medyada paylaşmış idi” şeklinde konuştu.
“TOPLUMA BAKILDIĞINDA
YALNIZCA İNSAN GÖREBİLMEK”
Özlem Akşit Kuşcan sözlerine şöyle devam etti; “Toplumun genel algısında giyim kuşam kadının süslenmesi ya da toplumsal kimliğinde şekilci yaklaşımların bilinçaltımıza giren formatların yaşamlarımızı olumsuz yönde nasıl yönlendirdiğini ve kadına bir cinsiyetçi gözle değil de insan gözüyle bakmanın esas olduğunu dile getirdik ve Pir Bektaş-ı Velinin 'Bir muhabbet meclisinde siz karşınızdakine baktığınızda bir kadın yahut erkek görüyor olabilirsiniz . Ancak biz baktığımızda yalnız insan görüyoruz' sözünü dillendirerek toplumun da bu gözle bakma noktasında olması gerektiğini vurguladık..”
“KADIN İÇERİKLİ KÜFÜRLER
DİLİMİZDEN ATILMALI”
Bu konuda en önemli parametrenin eğitim olduğunun altını çizen yazar, “Eğitimsiz sorunlarımızın çözülemeyeceğini kız ve erkek çocukların birbirine bakışlarındaki algının 'İnsan' merkezli bir eğitim ile şekilleneceğini ifade ettik. Bunun yanı sıra kadın içerikli kadın onurunu rencide edici küfürlerin dilimizden bir an evvel atılması ve bir bellek temizliği yapmamızın acil olarak gerekli olduğunun önemini vurguladık. İnanıyorum ki kadının değerini yerlere atan küfür ve tabirler beyinlerimizden dilimizden silinmedikçe ve bu tarz cinayetlerde erkeklerimiz kadınlarımızdan daha önde ellerine pankartları alarak protesto yürüyüşleri düzenlemedikçe bizler başarılı olamayacağız. Sağduyu ve vicdan sahibi akıl sahibi erkeklerimizin destekleyici gücüne ve onları yanımızda görmeye çok ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.
“CADI AYİNLERİNDE
ÖLDÜRÜLEN YÜZLERCE KADIN”
Söyleşinin ikinci bölümünde nelerden konuştuklarını anlatan Kuşcan, “İkinci bölümde kadının trajik öyküsünün her coğrafyada aynı olduğunu, ulusunun milliyetinin ülkesinin olmadığını söyleyerek Almanya’da cinayete kurban giden Tuğçe Albayrak adlı kızımızı da anmış olduk. Ve kadın cinayetlerinin tarihi bir yolcuğuna çıkarak ilkçağlarda Ana Tanrıça kimliğinde olan kadının değerini nerede kaybettiğini slayt gösterisi desteğiyle anlattık. İskenderiyeli Hypatia’nın katlinden ve cadı ayinlerinde öldürülen yüzlerce kadından hızlı bir geçişle örnekleme yaptık” dedi.
“YENİDEN BİR BİLİNÇ
DEVRİMİNE İHTİYAÇ VAR”
Özlem Akşit Kuşcan sözlerini şöyle tamamladı:
“Feminizm kavramının Batı’da yer alışına dek batılı kadınların büyük bir mücadele vermiş olduğunu ancak Türk kadının zaten anaerkil kökenli Türk toplumunda eskiçağlarda erkeği ile eşit görüldüğü için pek de yerleşik değer görmemiş bir kavram şeklinde kaldığını söyledik. Kadınımızın çok etkin rollerde toplumu güçlendirici en önemli bir destek güç olduğunu Selçuklu döneminde varlığını ortaya koymuş olan Anadolu’nun ve dünyanın ilk sevil kadın toplum kuruluşu olan Bacıyan-ı Rum’dan (Anadolu Bacıları) örnekleme yaptık ve zaman içinde hangi kültürel sosyal erozyonla bu güçlü kimliği ve sosyal ağırlığı kaybettiğini anlattık. Son dönem Osmanlı hareketleri içinde kadın hareketleri ve mücadelelerinin de olduğunu ve o dönemdeki engelleri de dile getirerek bugünkü Cumhuriyet kadınının değerinin anlaşılması için yeniden çok önemli bir bilinç devrimine ihtiyacımız olduğunun altını çizdik.”
ÖZLEM AKŞİT KUŞCAN KİMDİR?
Özlem Akşit Kuşcan, 1970'de Kayseri'de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Kayseri'de tamamladı. 1991 yılında Selçuk Üniversitesi eğitim Fakültesi İngilizce Bölümünden mezun oldu. Çeşitli eğitim kurumlarında Eğitmen olarak çalışmış ve bu görevine hala devam etmektedir. “Bilgi Yurdu” ,”Adres Bolu” gibi bazı dergi ve gazetelerde yazıları yayımlanan, TRT Haber, Ulusal TV, Beykent Üniversitesi Televizyonu ve Karadeniz TV gibi bazı medya kuruluşlarında ve çeşitli illerde konferanslar veren yazar, İstanbul'da yaşamını sürdürmektedir.
Yorum Yap