Son Dakika
- Makaslayan tır Yığılca yolunu trafiğe kapattı
- Otoyolda 7 kişinin bindiği otomobil hurdaya döndü
- Bin adet Ihlamur fidanı dağıtıldı
- Öğrenciler Efteni Gölünde kuşları gözlemledi
- Türkiye şampiyonasında Düzce’yi temsil edecekler
- Gençlerin uluslararası başarısı
- Çevre için bir araya geldiler
- 2022 yılı işsizlik rakamları açıklandı
- Tüketici güven endeksinde düşüş sürüyor
- Sönmez imzaya çağırıyor
Düzce’de şiir kültürü gelişmemiş
İlahi aşkı konu alan şiirler yazan Düzceli şair Fethi Yıldız Düzcede şiire ilgi olmadığından yakınarak “Yazara ve şaire sahip çıkılmıyor, sanata yeteri kadar ilgi gösterilmiyor maalesef!” dedi.

(RÖPORTAJ: Yiğit Batu MARADİT)
Bu hafta sekiz senedir aralıksız şiir yazan “Dertli Gönül” kitabının şairi Fethi Yıldız'ı gazetemize konuk ettik.
Fethi bey buraya İstanbul'dan gelmesine rağmen, 11 senedir burada kaldığını ve artık bir Düzceli gibi hissettiğini söyledi.
Aktif bir twitter kullanıcısı olan Yıldız, bir yandan gündemi takip ederken, bir yandan da ilahi aşk temalı şiirler yazıyor. Şiire çocukluktan beri ilgi duyuyor ama tasavvuf şiirine olan ilgisi bir rüyayla başlamış.
Ayrıca şiirlerinin neredeyse hepsini çalıştığı fabrikada yazdığını söyleyen Fethi yıldız, bu yönüyle bizi de şaşırtıyor.
İşte Düzceli şair Fethi Sönmezle gerçekleştirdiğimiz şiir tadında söyleşi;
Öncelikle sizi tanıyalım?
Adım Fethi Yıldız İstanbul'dan geldim. Baykan Kombi'de çalışıyorum. 11 senedir buradayım. Artık Düzceli oldum yani. Aynı zamanda bir şairim.
“ÇOCUKLUKTAN BERİ İLGİ DUYUYORUM”
Şiir sevdanız nasıl başladı?
Çocukluktan beri şiire ilgi duyuyorum. İş ortamında arada hiciv şiirleri yazıyordum. İnsanların çok hoşuna gidiyordu.
“Bunu sen mi yazdın?” şeklinde tepkiler alıyordum. Sonrasında günden güne yazmaya devam ettim. Daha sonra bu şiirleri bir ajandaya topladım ve çok fazla şiir olduğunu fark ettim. Bunları bir kitap haline getirmeye karar verdim.
Sonrasında İstanbul'da bir yayıneviyle anlaştık ve kitabımı bastırdım.
Şu anda ayrıca ilahi aşkla ilgili bir roman üzerine çalışıyorum. Onun da eksiklerini tamamladıktan sonra bastırmayı planlıyorum.
Peki Düzce'deki insanların şiire yaklaşımları nasıl?
Düzce'de henüz şiir kültürü gelişmemiş. Yazara ve şaire sahip çıkılmıyor, sanata yeteri kadar ilgi gösterilmiyor maalesef.
Beyköy Belediye Başkanı'yla görüştüm kitabımı imzalayıp verdim. Mehmet Keleşle de aynı şekilde görüştüm ayrıca.
Ne üzerine şiirler yazıyorsunuz?
Şu anda tasavvuf üzerine şiirler yazıyorum. Kızgınlıkla bazen hiciv şiirleri de yazdığım oluyor. Ama genel anlamda şiirlerimde tasavvufu ele alıyorum.
Allah sevgisini, peygamber sevgisini konu alıyorum. Ayrıca güncel olaylarla da ilgili yazdığım oluyor.
Sohbet arasında yasaklara da duyarsız kalmadığını belirten şairimizin, Düzce Birleşik Metal İş Sendikası işçilerine destek vermek amacıyla yazdığı “Duy Sesimizi Ankara” şiirine göz atma şansı bulduk. İşte
“Milletimizin sesi grev” diyen şiirden bir bölüm;
DUY SESİMİZİ ANKARA!
Yasaklamakta neyin nesi?
Duy sesimizi Ankara!
Grev milletimizin sesi,
Duy sesimizi Ankara!
Verdiğin asgari ücret,
Milleti ettiriyor hicret.
Hak alınmaz bu ne cüret!
Duy sesimizi Ankara!
“HERŞEY BİR RÜYAYLA BAŞLADI”
Tasavvuf şiirine nasıl yöneldiniz?
Bir rüyayla başladı her şey.
Rüyanın nasıl başladığını, nasıl devam ettiğini kitapta da anlattım. Rüyamda omuz hizasında havada duruyordum. Sonra bana bir kaset verildi. Sanki bana bir şeyler söyleyecekmiş gibi baktı ve daha sonra gitti. Ben de kaseti teybe koydum. Arkasından bir çocuk geldi ve kasedi istedi. Kasette de ilahi çalıyordu. Kaseti ona veremeyeceğimi cennetten bana hediye edildiğini söyledim. Daha sonra çocuk gitti.
Günlerce bu rüyaya bir anlam veremedim. Rahmani bir rüyaydı ve neye işaret ettiğini merak ediyordum. Yıllar sonra bu şiirleri yazarken rüyanın da buna işaret olduğunu düşündüm.
“HEM GÖĞSÜMDE
HEM DE BEYNİMDE YANKILANDI”
Kitabın ismini nasıl belirlediniz?
Daha önceden burada bir öğretmen vardı. Ona danıştım ve bana “Terennüm” koyalım dedi. Terennüm söylemek anlamına geliyor, Arapça bir kelime. En başta adını bu şekilde belirlemiştim.
Sonrasında fabrikada “Dertli Gönül” diye bir şiir yazdım. Gece sabah namazına kalkmak için saati ayarladım. Namaza kalktığımda şiirin hem göğsümde hem de beynimde yankılandığını hissettim. O anda kısa süreli bir şok geçirdim. Daha sonra oturdum ve ses gitgide azalmaya başladı. Namazımı kıldıktan sonra bir anda uyku bastırdı. Sanki manevi bir arz uyanmıştı içimde. O ara seccadede uyuyakalmışım.
O esnada gördüğüm rüyada bir anda kapı açıldı ve bana peygamberimiz seni yanına bekliyor dediler. Ben de o sırada “Dertli Gönül” şiirini okuyordum. Sonra onu katladım ve tam odaya girerken uyandım.
Uyandıktan sonra bunun bir işaret olduğunu düşünerek kitabın ismini “Dertli Gönül” koydum.
İşte şairimizin rüyalarına konu olan o şiirden bir kıta;
DERTLİ GÖNÜL
Nuru nehir gönül deryası taşar
Ona aşık olanlar dağlar aşar
Firkatinden yananlar bir bir pişer
Aşıklara Kevser veren biri var
Şiirlerinizi kaleme alırken nelerden ilham alıyorsunuz?
İnsana bir anda bir duygu yoğunluğu geliyor ve uğraşsanız yazmayacağınız şeyler yazıyorsunuz. Aniden insanın içinden geliyor. Öyle zamanlar oluyor ki dört beş tane birden yazabiliyorsunuz. Bunu birebir tecrübe ettim.
Şiir nedir sizce?
Şiir insanın gönül dünyasına, duygularına hitap eden metindir. Şiirde belli bir ses uyumunun bulunması ve kulağa hoş gelmesi lazım.
Peki bir şair olmanın ne gibi zorlukları var?
Birileri şiire ilgi duyduğu zaman mutlu oluyorsunuz. Fakat böyle bir ilgi olmadığı zaman insan üzülüyor. “Madem insanlar ilgi duymayacak, o zaman niye bu şiirleri kaleme alıyorum?” psikolojisine giriyorsunuz.
“HİÇ BİR ŞİİR BOŞA YAZILMAMIŞTIR”
Son olarak okurlarımıza mesajınız nedir?
Şiire ve şairlere ilgi duysunlar, bol bol şiir okusunlar. Bu konuda Hz. Muhammed'in “Şiirlerde hikmet vardır” diye bir sözü var. Ben de insanların şairlerin hikmetli sözlerinden istifade etmelerini istiyorum.
8 Mart Kadınlar Günü'nde Beyköy'de imza günümüz var. İnsanlar oraya gelerek kitabımı daha yakından tanıyabilirler.
Her insanın şiirlerden alacağı mesaj farklıdır. Örneğin bir kere elimde bir şiir vardı. Hoşuma gitmediği için atmaya karar verdim. Fakat daha sonra bir arkadaşım şiiri görerek çok beğendiğini atmamam gerektiğini söyledi. O zaman anladım ki herkes şiirlerden farklı bir şekilde faydalanıyor. Bu yüzden hiçbir şiir boşa yazılmamıştır. Birinin beğenmediği bir şiir, başka bir insana çok şey katabilir.
Yorumlar (1)
-
Şair mi? Şiir mi? Deli
2.04.2015 13:53Peki hangi şiirle uğraşan dernek vs vs vs ye kayıtlı hangi şairlerle muhatap hangi şairlerle çay demleyip şiir okumuş. Düzce şair şiir edebiyatla uğraşan dernekler var hiç birinde ismin yok. İstanbuldan gelmiş Düzcenin şiir şair edebiyatını sorgulamakta. İstanbul da onca dernek var hiç birine üyeliğin var mı? hangi etkinliğe katıldın.
Yorum Yap