- 19.04.2023
Düzce’de Hava Kirliliği sorunu hakkında seçime giren milletvekillerine yönelttiğimiz sorulara Yeşil Sol Parti adına hepimizin ablası Ulviye Dikmen yanıt verdi. Sayın Dikmen sorulara tek tek yanıt vermek yerine şiirsel bir dille “Yeşili Yok Eden Düzene Karşı” bir söylemle kendisinin ve partisinin “yeşil doğa” felsefesini açıkladı.
Gökyüzünde görülen esmer lekeler gitmeden önce..
Sevgili Peri Arbak Hocamız, “Hava kirliliği nedendir ve çözümü nedir?” diyerek biz memleket yaşayanlarına sormuş... Ben de bu köşeden Yeşil Sol Partisi üyesi olarak yanıt vermeye çalışacağım, kendisine teşekkür ederek ...
Ekolojik bir sorun olduğu için genelleme yapmak gerek;
“Ol mahiler ki derya içredirler, deryayı bilmezler."
O balıklar ki denizi bilmezler, denizde yaşarlar. Tıpkı insanoğlunun yaşadığı dünyanın değerini bilememesi gibi.
Dünyanın sonunu getiriyoruz sevgili okurum. Ya da şöyle diyebiliriz: Çocuklarımıza bırakacağımız bir dünya neredeyse yok artık. Ekolojik yıkımın sınırına geldik dayandık.
Neşe Karahan adını hiç duydunuz mu? Neşe Karahan, Yeşil Artvin Derneği Başkanı. Şöyle diyor:
"Yirmi yıldır direniyoruz. Bizim silahımız yok. Bedenimizle bütün canlıların yaşam hakkını savunuyoruz."
Karahan ve arkadaşları bir maden şirketine karşı Artvin'in yeşilini korumak ve bütün canlıların yaşam hakkını savunmak için mücadele ediyorlardı. Ancak karşılarında devletin savcısını, polisini, jandarmasını buluyorlardı. Devlet savcının talimatıyla, polisiyle, jandarmasıyla, TOMA'sıyla, gazıyla, copuyla direnenlere saldırıyor, direnenleri yerlerde sürüklüyor ve gözaltına alıyordu. Neden? Çünkü direnişçiler büyük bir suç işlemişlerdi: “Türkiye çöl olmasın” deme suçunu işlemişlerdi. Karahan ve arkadaşları gözünü kâr bürüyen maden patronlarına karşı direnirken sevgili okurum, siz ne yapıyordunuz?
Ya da Rize'de arıcılık ve çay tarımının yapıldığı bölgede, İkizdere halkı yapılması planlanan taş ocağı inşaatını engellemek için gövdelerini jandarmaya karşı siper ederken sevgili okurum, siz neredeydiniz?
Ya da siyasi iktidar tarafından patronların doymak nedir bilmez kâr hırsı uğruna Kaz Dağları, Munzur Vadisi ve Zilan Vadisi başta olmak üzere ülkemizin daha birçok yerinin büyük bir talana ve yağmaya açılması karşısında sevgili okurum, bir tepki gösterdiniz mi, ya da kılınız kıpırdadı mı?
Dahası sevgili okurum, yazımın başında "ekolojik yıkım" dediğimde, sözlüğün sayfalarını çevirip, ekoloji sözcüğünün anlamını araştırdınız mı? Yine de ben ekolojinin anlamını açıklayayım:
Ekoloji, canlıların aralarındaki bağlantıları ve ortamlarıyla olan ilişkilerini inceleyen bilim dalıdır.
Bu şu demek oluyor sevgili okurum:
Balıkların denizi bilmemesinin doğaya ve yaşama ilişkin hiçbir zararı yok. Ancak balıkların öldüğü bir yaşamda, ya da arıların, kuşların, karıncaların ya da daha aklınıza hangi canlı türü gelirse gelsin, onların yaşam hakkının olmadığı bir dünyada, insana da yaşam hakkı yok. Çünkü ekoloji şunu söylüyor bize: Dünyada yaşayan bütün canlıların geleceği birlikte yaşamalarına bağlı.
Kapitalist dünya kâr uğruna öldürüyor. Doğayı öldürüyor. Canlıları öldürüyor. Ve insanın geleceğe ilişkin hayallerini karabasana çeviriyor.
Ama sevgili okurum, Sait Faik Abasıyanık bizi yetmiş bir yıl önce “Son Kuşlar” öyküsünde uyarmıştı:
"Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde, güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında, toprak anamızın koyu yeşil saçlarını göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak. Benden hikayesi."
Devrimci şair Bertol Brecht'in dediği gibi:
"Mücadele edenin kazanması kesin değildir ama mücadele etmeyen daha baştan kaybetmiştir."
Gökyüzünde görülen esmer lekeler kaybolmadan, yani son kuşlar da gitmeden önce sevgili okurum, yani vakit tükenmeden önce ve vakit varken henüz örgütlü bir yaşama doğru adım atalım. Benden söylemesi.
Torunum SU bana, “Ağaçlar kesilirse, araçların kontrolü yapılmazsa.
Kuşlar ve arılar ölüyorsa.
Anneanne bir yanlışlık var demektir” dedi
Yani ekolojik yıkım devam ederse, çözüm yok demektir.
Umut ve sevgimle.
Yorum Yap