İkiz çocuklarımın erken doğumları sebebiyle yazılarıma kısa bir ara vermek zorunda kalmıştım, bu vesile dua ve temennilerini eksik etmeyen tüm dostlarımıza bu mecradan tekrar tekrar teşekkür ediyorum.

   Değerli Okuyucularımız,

   Maalesef memleketimizde türeyen bilgisizlik, hadsizlik ve inkarcılığın çok ciddi boyutlar aldığını hep birlikte izliyor ve görüyoruz. Bir grup hunharca terini Düzcemiz’in caddelerine dökerken, bir grupta bütün dedikodu ve fitnesini birleştirdiği o pis cerahati meydana çıkarıyor.

   Logo konusunda ağzım açık dinliyorum, rahatsız olanlara bakınca hiç şaşırmıyorum. Tarih şuurundan uzak, basit kabileci, etnikçi arkadaşlar logodan fevkalade huzursuz oldular Allah aşkına Logoda Konuralp Gazi olmayacaktı da Audi mi olacaktı? Hırs ve hevalarına bir ördeğe bir kütüğe memleketimize ad vermiş bir kahramanı bile alet edenler ne kullanıyor çok merak ediyorum.

   Zor şartlar altında eline aldığı belediyeyi bu gün ülkemizde sayılı belediyelerin arasına sokulmuşsa,“nasıl başardınız” sorusu panellere, çalıştaylara, tezlere konu oluyorsa biraz antenleri açmak gerekir.

   Bakınız işçi maaşını Türkiye ortalamasının üzerinde alıyorsa, gününde alın terleri takır takır hesaplarına geçiyorsa, belediyeye yapılan işlerin ödemeleri insanları mağdur etmiyorsa biraz susmak gerekir. Konuşurkende hicap duymak lazım gelir.

   Düzce’nin göbeğini gasp etmişleri temizlenmiş, millete ait olanlar millete teslim edilmiş, en prestijli cadde yıllardır yapılan saçma sapan yatırımlardan kurtulup vizyon ve konsepte kavuşuyorsa görmek gerekir.

   1960’lardan kalmış (şehir siluetinin ırzına geçen) Cedidiye’deki ucubeler modernize edilip etrafın iklimideğiştiriliyorsa hem tarihi hem modern bir mimari kullanıma sunuluyorsa konuşurken azcık utanmak gerekir.

   İstanbul caddesi, kısıtlamaların kısa süresinde insanları mağdur etmemek için canını dişine takıp 24 saat alın teri dökülüyor alt yapıdaki tüm işler bitirilip her esnaf dükkânı açık halde caddenin üst yapısının yapılmasını beklerken biri yağmurdan biri gölden bahisle koskoca bir dönüşüm ve gelişim gizlenmek isteniyorsa birilerininde çıkıp “yeter artık kardeşim!” diyeceğini ön görmek zeka meselesi değildir.

   Cumhuriyet tarihinde hiçbir Belediye başkanının yapmadığı akıl etmediği Kırk Basamakların  yani antik tiyatronun ortaya çıkarılmasını bir kere görmeyen kör arkadaşlar ipe sapa gelmez şeylerle mevcudu perdelemeye çalışıyorsa sorun var demektir. “Gayreti taktir etmiyorsan bari göreni engelleme be adam” diyen birilerinin de çıkacağını bilmek lazımdır.

   Düzce’nin birçok mahallesini çöp kokusundan-vahşi depolamadan kurtarılmış, çağımızın bilim ve teknolojisine yakışır bir tesis inşa edilmiş olmasına bakmıyorlarsa bu arkadaşların ciddi bir psikolojik danışmanlık almaları gerekmektedir.

   Depremden bu güne kadar bir iğne başı kadar hizmet görmeyen Bahçeşehir bölgesine insanların zihninde güzel şeyler uyandırsın diye adını değiştiren, şirket kuran ve o insanların daha güzel bir kentte yaşamalarına katkı sağlamak için gecesini gündüzüne katan bir başkan görülmüyorsa bu arkadaşlarımızın göz doktoruna gitmeleri gerekmektedir.

   Beyler eski Düzce yok artık, yeni Düzce var ve bu yeni Düzce mimarına saygı duyacaksınız çünkü o adam kendi ismiyle memleketimizin katkısına olacak her şeyi yapıyor.

   “Ona ayıp edelim…bunu perdeleyelim…burada süreyi mevzu edelim…” kurgulamaları hiçbir şeye katkı sağlamayacaktır. Boş, itibarsız, ahlak ve izan yoksunu bu müsveddeleri dikkate almadan yapılanı görerek ve hakkını teslim etmezsek yazık olur memlekete…