HAYAT TÜİK RAKAMLARINA GÖRE AKMIYOR, EKMEĞİMİZLE OYNAMAYIN!

SES Düzce İl Temsilcisi Cemal YILMAZ yaptığı basın açıklamasında iktidardan taleplerini dile getirdi.Artan fiyatlarla elde edilen gelirin örtüşmediğini söyledi.

HAYAT TÜİK RAKAMLARINA GÖRE AKMIYOR, EKMEĞİMİZLE OYNAMAYIN!
11.08.2023 - 13:32
Güncelleme 11.08.2023 - 13:34
Haber Merkezi

   SES Düzce İl Temsilcisi Cemal YILMAZ yaptığı basın açıklamasında iktidardan taleplerini dile getirdi.Artan fiyatlarla elde edilen gelirin örtüşmediğini söyleyen Yılmaz konuşmasına şöyle devam etti;

   ''İktidarın kamu emekçileri ve emeklilerinin 2024-2025 yılları toplu sözleşmesi taleplerine dair ilk teklifini sunmasına birkaç gün kaldı. Milyonların gözü o masadan çıkacak kararlara çevrilmiş durumda. 
Geride bıraktığımız 12 yıl içinde kaybeden hep biz olduk. Her seferinde daha fazla yoksullaştırıldık, daha güvencesiz hale getirildik. Haklarımız tek tek elimizden alındı. Masada diğer yüzlerce talebimiz gibi kadın talepleri de görmezden gelinmiş. Konfederasyonumuz adına bu yıl görüşmelere katılan ve masanın tek kadın temsilcisi olan Eş Genel Başkanımızın İstanbul Sözleşmesi’ni dile getirir getirmez iki yandaş konfederasyon genel başkanlarının sözlü saldırısına uğraması da nasıl bir zihniyetle karşı karşıya olduğumuza dair tarihe not düşülmesini sağlamıştır.

''KİRA FİYATLARI KARABASAN OLDU''

   Buradan bir kez daha mücadelemizin öncelikli hedefinin grevli toplu sözleşmeli gerçek bir TİS masanın kurulması olduğunun altını çizmek istiyoruz. Basın önüne çıkınca aslan kesilen konfederasyonlar TİS Masasında Emekçiler ve Emeklilerin taleplerinin bir çoğunu dile getirmemektedir.
Bugün emekçiler ve emekliler eve ekmek götüremez hale geldi. Kira fiyatları karabasan oldu. Bugün özellikle büyükşehirlerde asgari ücrete kiralık ev bulanlar adeta bayram eder hale geldi. Ortalama maaş alan bir kamu emekçisi maaşının %70’ini kiraya ayırmak zorunda kalıyor. 
Gıda fiyatları aldı başını gidiyor. Sadece son bir ayda temel gıda maddelerine %30’un üzerinde zam yapıldı. İğneden ipliğe her şeye yansıyan akaryakıta yapılan zamları takip edemez hale geldik. Akaryakıta sadece son bir ayda %60’ın üzerinde zam yapıldı, bu akşam yeni bir zammın olup olmayacağını yaşayarak göreceğiz!
Bir yandan kavurucu sıcaklar bir yandan zam furyası altında nefes almaya çalışıyoruz.

''KAYNAKLARI TALAN ETTİLER''

   Göz göre göre ekonomik krize yol açanların, bu krizden nemalananların, krizde daha yüksek kar elde edenlerin sıra emekçilere gelince “kaynak yok” demelerini kabul etmiyoruz. Çünkü yalan söylüyorlar. Tıpkı doğayı talan ettikleri gibi kaynakları da talan ettiler. 
Satın alma gücümüz her geçen gün eriyor. Maaşlarımız, ücretlerimiz buharlaşıyor. Bankaya, çevresine, akrabalarına borcu olmayan kamu emekçisi yok. 
Emeklilerin durumunu tarif edecek kelime bulamıyoruz. Emekliliği gelmiş on binlerce çalışan emeklilikte alacağı maaşı öğrenince kahrola kahrola çalışmaya devam etmek zorunda kalıyor.

İktidarın “en düşük maaş” dediği kamu emekçisinin maaşı 22 bin TL olmuştur. Ancak artış kağıt üzerinde kalmıştır. 
Buradan tek çıkış yolu KESK olarak toplu sözleşme masasına götürdüğümüz maaş artışı teklifidir. Buna göre: 
Öncelikle tüm kamu emekçilerine brüt 8.138,89 TL olarak verilen ilave seyyanen ödenek mevcut taban aylık katsayısına dâhil edilmelidir. 
Söz konusu maaş artışlarında tüm toplumun yoksulluk sınırı temel alınmalıdır.
Bu çerçevede; mevcutta iktidarın “en düşük maaş” olarak ifade ettiği maaşın dört kişilik bir aile için yoksulluk sınırı üzerine, yani 2024 yılı Ocak ayı itibariyle 45 bin TL’ye çıkarılmasını istiyoruz.

Bunun için; 
•    Artan hayat pahalılığı karşısında bugün hiçbir karşılığı kalmayan eş yardımının 3.310 TL’ye çıkarılmasını istiyoruz.  
•    Bir bebeğin üç günlük bez, mama ihtiyacını bile karşılamaktan uzak çocuk yardımının her çocuk için 2.220 TL’ye çıkarılmasını istiyoruz.  
•    Konutu olmayan kamu emekçilerine büyükşehirlerde 7.500 TL, diğer şehirlerde 5.000 TL Kira Yardımı verilmesini istiyoruz.
Bu rakamları belirlediğimiz esnada Merkez Bankasının yılsonu enflasyon tahmini %22 idi. Üzerinden bir hafta geçmeden Merkez Bankası tahminini %58 olarak güncelledi. Dolaysıyla bırakalım talebin fazla olmasını asgari bir talep olduğu Merkez Bankasının sürekli düşük kalan tahminiyle de doğrulanmıştır. 
Buradan hareketle maaşlarımızın 2024 yılı ocak ayından itibaren her üç ayda bir yoksulluk sınırındaki artış oranına göre güncellenmesini istiyoruz. Her üç ayda bir açıklanan çeyrek büyüme oranlarının maaşlarımıza yansıtılmasını istiyoruz.

''SERVET VERGİSİ GETİRİLMESİNİ İSTİYORUZ''

   KESK olarak, çok fazla beklentimiz olmasa da kamu emekçilerinin ve emeklilerinin gerçek temsilcisi olarak TİS masasına gittik ve kamuoyuna da yansıyan temel taleplerimizi, işkollarımızın taleplerini dile getirdik. 
Israrla ve tekrar edegeldiğimiz üzere taleplerimiz asgari taleplerdir ve insanca yaşamaya uyarlı taleplerdir. 
Maaş artışı dışındaki temel taleplerimizi başlıklar halinde sıralayacak olursak:
-Gelir Vergisi matrahına esas tutarın yıllık %15’i geçmeyecek şekilde düzenlenmesini, Gelir Vergisi diliminin  %15’te sabitlenmesini, Vergide adaletin sağlanmasını, dolaylı vergilerin düşürülmesini, Servet Vergisi getirilmesini istiyoruz.
-Aylık 3.325 TL yemek yardımı verilmesini, 
-Tüm kamu emekçilerine yılda iki kez brüt asgari ücret tutarında ikramiye verilmesini istiyoruz.
-Hangi adla anılırsa anılsın tüm ek ödemelerin taban aylıklarımıza yansıtılmasını istiyoruz.
-Ücretsiz kamu kreşleri açılıncaya kadar 0-6 yaş arasındaki her çocuk için 5.000 TL tutarında kreş yardımı verilmesini, 
-Seçim öncesi verilen 3600 ek gösterge sözünün tutulmasını, 1. Dereceye yükselen tüm kamu emekçilerine 3600 ek gösterge verilmesini, 
-Mevcut emekli maaşlarının yoksulluk sınırı temel alınarak artırılmasını istiyoruz.
-Tüm kamu emekçilerine aylık 50 metre küp doğalgaz karşılığı üzerinden yakacak desteği verilmesini, 
-Hukuksuz ve keyfi olarak OHAL-KHK’leri ile işinden, ekmeğinden edilen kamu emekçilerinin görevlerine iade edilmesini, geriye dönük tüm hak kayıplarının karşılanmasını,
-Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması yasasının geri çekilmesini istiyoruz.
-Tüm kamu emekçilerinin güvenceli-kadrolu istihdam edilmesini, görevde alım ve yükselmede mülakatın kaldırılmasını, liyakatin esas alınmasını,
-Özelleştirmelere son verilmesini, kamu kaynaklarının sermayeye aktarılmasına son verilmesini istiyoruz.
-Servis imkânından yararlanamayan kamu emekçilerine Türkiye genelinde kamu ulaşım araçlarından ücretsiz faydalanacakları aylık abonman kartı verilmesini, 
-Yardımcı Hizmetler Sınıfı personelinin öğrenim durumlarına göre diğer hizmet sınıflarına sınavsız atanmalarını istiyoruz.
-Ayrımsız tüm çalışanları kapsayan, meslek hastalıklarının tanımlandığı yeni bir İşçi Sağlığı ve Güvenliği Yasasının hayata geçirilmesini, 
-Haftalık çalışma süremizin 35 saate düşürülmesini istiyoruz.
-Kadın kamu emekçilerine; çalışma yaşamında uygulanan, cinsiyetçiliğin, ayrımcılığın, mobbingin son bulmasını, 
-190 sayılı ILO Şiddet ve Taciz Sözleşmesinin onaylanmasını, 
-İstanbul Sözleşmesi’nin hukuksuzca fesh edilmesinin iptal edilmesini, 
-Doğum öncesi 8, doğum sonrası 24 haftalık analık izni ve sonrasında 6’şar ay devredilemez ebeveyn izninin olmasını istiyoruz. 
Kamuda engelli istihdamının arttırılmasını, engelli kamu emekçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesini istiyoruz.
Bu talepler karşılanamaz talepler değildir ve kaynak fazlasıyla vardır. Yeter ki, iktidar tercihini sermayeden yana değil emekten ve emekçiden yana koysun!

   14 Ağustos’ta iktidar sunduğumuz tekliflere karşı kendi teklifini masaya getirecek. Taleplerimizi karşılayacak bir yaklaşım ve teklif görürsek sürecin hızlanması için elimizden geleni yapacağımızdan kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Çünkü var olma ve mücadele gerekçemiz çalışma yaşamında ve hayatın diğer alanlarında üyelerin ve tüm emekçilerin ekonomik, demokratik, sosyal, siyasal, kültürel, mesleki, hukuksal, özlük haklarını ve çıkarlarını korumak ve geliştirmektir.
Ancak diğer TİS görüşmelerinde olduğu gibi bir kez daha TÜİK verileri esas alınarak sadece birkaç başlıkta önümüze bir teklif gelirse KESK olarak kabul etmeyeceğimizi ve 16 Ağustos 2023 Çarşamba günü üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakacağımızı buradan ilan ediyoruz. 
Masada ittifak halinde olan iki konfederasyona ve bunların dışında kalan kamuda örgütlü tüm konfederasyonlara buradan çağrıda bulunuyoruz: talepleriniz ve söylemlerinizde asgari düzeyde bir samimiyet varsa gelin emekten, emekçilerden, emeklilerden yana birlikte tavır koyalım ve en demokratik hakkımızı kullanarak genel greve gidelim. İnanıyoruz ki, böylesi ortak bir tavır ve eylem karşısında iktidar 24 saat geçmeden teklifini revize etmek ve taleplerimizi karşılamak durumunda kalacaktır.

   KESK olarak; Toplu Sözleşme sürecinin asıl yetkilisi ve öznesi olarak gördüğümüz tüm kamu emekçilerini, emeklilerini Yoksulluk Sınırı Üzerinde, İnsanca Yaşamaya Yetecek Ücret için omuz omuza vermeye, yoksulluğa, sefalete karşı ortak mücadeleyi yükseltemeye davet ediyoruz. Birleşmekten, dayanışmaktan başka yolumuz yok.''

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Burası Düzce Gazetesi (www.burasiduzce.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.