Eskiler iyi bilir Düzce panayırını..

   Çoluğu-çocuğu, genci-yaşlısı, köylüsü-kentlisi akın akın giderdi, kurulan panayıra.

   Düzce’de günlerce, haftalarca bayram havası eserdi..

*

   Hani hep deriz ya, “Nerede o günler?” diye..

   Dün akşam eşimle beraber “Düzce Merkez’de şöyle bir dolaşalım” dedik.. İnanın, Düzcemiz’in sokaklarında sanki o günleri tekrar gördüm..

   Gerçekten de; çoluğu-çocuğu, genci-yaşlısı, köylüsü-kentlisi, parası olanı-olmayanı şehir merkezinde, kimi kamp sandalyesini kapmış gelmiş parklarda oturuyor, kimi Kadın Emeği Merkezi’nin stantlarından çayını, gözlemesini alıyor.. Bir tarafta da dondurmacılar, su satanlar sıcak basanları bir nebze olsun serinletiyor..

   Konser alanından gelen müzikle herkes kafasına göre takılıyor..

*

   Sahneye bir ara çıkan Belediye Başkanı Faruk Özlü halka sadece, “Memnun musunuz? Mutlu musunuz?” diye soruyor. “Eğleniyor musunuz?” diye soruyor.. Vatandaşlardan “evet” cevabını alıp sahneyi sanatçıya bırakıyor.

   Evet..

   Sen-ben yok..

   Siyaset yok..

   Halk var..

   Sadece halk..

*

   Belki on binlerce vatandaş, bayram havasında Düzce sokaklarındaydı..

   Oğlum Yiğit’e soruyorum; “Sadece bu akşam mı böyle?” diye..

   “Hayır baba” diyor.. “İlk gün de böyleydi.. Son gün de böyle..”

*

   İhtiyaç var mıydı?

   Evet vardı?

   Hem de çok vardı?

   Her siyasi görüşten, her mevkiden, her yaş grubundan, köylüsünden kentlisine bir araya gelen insanların, böylesi bir birlik beraberliğe çok ama çok ihtiyacı vardı..

   Hani sanki biz Düzceliler tüm dünyaya, Dünya Düzce Günleri’nden bu birlik, beraberlik mesajını tam bir bayram havasında vermiş olduk..

*

   “Peki bu işin maliyeti ne oluyor?” diyenler de vardı..

   Sorduk soruşturduk; o da sponsorlarla halledilmiş.. İsim isim öğrendik..

*

   Peki, Düzce’nin reklamı oldu mu?

   Alası olmuş..

   Sadece Demet Akalın’ın bir “Dünya Düzce Günleri” paylaşımı bile, ilk birkaç saatte 4,5 milyon görüntüleme almış, iyi mi..

   Üstelik, Düzce adı kötü bir imajla duyurulmadan..

*

   Eee sadece konserle mi bitiyor bu iş?

   8 gün boyunca gün boyu, sergilerinden tutun, çocuklarından gençlerine kadar bir çok farklı organizasyon düzenlendi..

   Hemen hepsine de ilgi oldukça fazlaydı..

*

   Gelelim bu organizasyonun süresine..

   Efendim araştırın göreceksiniz, dünya genelinde bir çok ülkede kent organizasyonları düzenlenir..

   Öyle ki, kentlerin çoğu bu organizasyonlarla tüm dünyaya adını duyurur.

   Yeter ki reklamı olsun..

   Katar bile, 28 gün süren Dünya Kupası organizasyonunu almak için kırk takla atmadı mı?

   Avrupa’nın en küçük şehirlerinden tutun, en büyük şehirlerine kadar bir çok şehir, iki hafta, bir ay ve hatta bir ayı da geçen festivallerle adını, tüm dünyaya duyurmakta..

   Hem de ne festivaller.. Domates savaşıyla bile, adını haberlere konu etmeye çalışan şehirler var..

   Doğu Karadeniz’de ki şehirler bile bir çok değişik, farklı organizasyonlarla adını duyurmaya çalışıyor..

   Eskişehir’de ki festival için, Porsuk çayının üzerine dev bir sahne bile kuruldu..

*

   Uzun lafın kısası; “Yiğidi öldür, hakkını ver” demişler..  

   Düzce güzel bir organizasyona imzasını attı..

   Reklamını bu kez çok iyi yaptı..

   Başta Belediye Başkanı Faruk Özlü olmak üzere, Belediye Kültür Müdürü Burçin Sarıcan ve emeği geçen herkesi tebrik ediyorum..

   Saygılarımla..