Seçim günü yaklaştıkça gerilim artıyor.

   Daha 40 gün gibi bir süre var ama tartışmalar, sataşmalar, gaflar, çamur atmalar şimdiden başladı.

   Seçim günü gelene kadar Allah bilir daha neler göreceğiz, neler yaşayacağız?

*

   Bana soruyorlar; “Senin tahminin nedir?” diye. Mesleğim gereği yıllardır siyaseti yakından takip ettiğim halde, ben de henüz net bir yorum yapamıyorum!..

   Dedim ya; daha zaman var, o güne kadar ne tür gelişmeler yaşanır, bilinmez.. Yani demem o ki; son haftaya girene kadar “garanti” tahminlerde bulunanlar, yanılabilir!

*

   “Peki yerelde ne olur? Düzce’de hangi partiden kim aday gösterilir?” gibi sorular da soruluyor tabi.

   Bana göre; yerelde de yüzde yüz tahminde bulunulamayacak bir süreçteyiz!.

   Kim kiminle nasıl ittifak yapar veya yapar mı, bilmiyoruz!

*

   “Peki, sizin adayınız kim?” diye soranlara ise cevabım şöyle oluyor;

   Biliyorsunuz ki, gazete olarak en başından beri tarafsız kalmaya gayret gösteriyoruz. Dolayısıyla büyük, küçük tüm siyasi partilere kapımız açık.. O bakımdan, her adaya aynı mesafede durmaya çalışıyoruz.

   Yine de benim vekilimi merak ediyorsanız; tek cümleyle, Düzce’yi en iyi temsil edebilecek isimler olmalı..

   Yani; hemen herkes, hiç boynunu bükmeden ve hatta göğsünü gere gere, “İşte bu isim bizim milletvekilimiz” diyebilmeli..

   Benim vekilim; eğitimiyle, ahlakıyla, doğruluğu dürüstlüğüyle, vizyonuyla, modern görüşüyle, canlılara olan duyarlılığıyla, yeşile olan hayranlığıyla, kılığıyla kıyafetiyle, entelektüel duruşuyla ve çalışkan olmasıyla her yerde bir adım önde olmalı..

   “Laf olsun” diye değil, her şeye rağmen doğruları savunurken mecliste kürsüye vurmasını bilmeli ve hatta diğer vekillere de örnek olmalı..

   Hani öte yandan da, yüreği de yetiyorsa tabi; “Önce partim” değil, “Önce memleketim, önce memleketimin insanları” diyebilecek kararlılıkta biri olmalı..

   Çok şey mi istiyorum, bilmiyorum ama benim tercihim bu yönde.

   Tabi Düzcemiz’in tercihi ne yönde olur, onu bilemem..

   Kalın sağlıcakla..