Son yaşanılan deprem felaketlerinde, Düzce Belediyesi’nin yaptığı yardım çalışmalarını görmezden gelmek olmaz.

   Önce “Uzat Elini Düzce” kampanyasıyla halka çağrıda bulunuldu. Düzceliler Belediye Başkanı Faruk Özlü’ye güvendikleri için, güçleri ne kadarına yetiyorsa, hiç tereddüt etmeden, gözü kapalı koştu yardıma..

   İlk günleri hatırlayın, ana-baba günüydü belediye meydanı..

   Hiç kimse, “Benim bu yardımım yerine ulaşır mı?” endişesi yaşamadı..

*

    Ve Düzce Belediyesi İtfaiye ekipleri, daha ilk gün arama-kurtarma için anında bölgeye hareket etti. Hiç tereddüt etmeden göçüklere girildi, canlar kurtarıldı.

   Derken; duşluklar ve tuvaletler için imalatlar başladı. TIR dolusu duş ve tuvalet konteynırları bölgeye ulaştırıldı.

   Yemek araçları halen bölgede hizmet ediyor.

   Ve son olarak Düzce Belediyesi tarafından çamaşırhaneler üretilmeye başlandı.

   Çok kısa geçiyorum, atladığım şeyler de olabilir ama bu durumda geriye sadece, Sayın Özlü ve ekibini kutlamak gerekiyor..

*

   Ama iste asıl mesele bundan sonra başlıyor!

   Soru şu; “Düzce depreme ne kadar hazır?”

   Öyle ya; 23 Kasım’da yaşadığımız depremi kim ne kadar tahmin etti?

   Komşularımız Bolu ve Sakarya’da olabilecek bir depremden, ne kadar etkileniriz?

   İstanbul’da yaşanacak büyük bir depremi, Düzce ne kadar hisseder?

   Hatta ve hatta halen altımızda, kenarımızda, köşemizde deprem üretecek fay var mı?

   Ve en önemlisi; binalarımız yaşanabilecek bir depreme karşı ne kadar dayanıklı?

*

   Daha önce “Düzce’nin hayalet binaları” başlığıyla, hem Düzce Valiliğine ve hem de Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’ne seslenmiştim.

   Şimdi de Düzce Belediye Başkanımız Sayın Faruk Özlü’ye seslenmek istiyorum..

   Gelin Düzcemiz’de bir deprem seferberliği yapalım..

   - Mesela; öncelikle şu eski hayalet binalarımızın ve hatta hala içerisinde yaşanılan, iş yapılan eski binaların “performans analizlerini” yapıp, durumunu bir test edelim.. “Oturulabilecek gibi mi, şiddetli bir depreme dayanıklı mı?” bir bakalım.. Sonra binaların girişine bu test sonuçlarını asalım..

   - Mesela mesela; tüm Düzce, el birliğiyle, sizin de başlatmaya çalıştığınız kentsel dönüşümün kapsamını genişletelim..

   - Bakın mesela; görüştüğüm hemen herkes, deprem korkusu yüzünden kendine müstakil ev yapmaya çalışıyor. Ama ne yazık ki Düzce’de de arsa fiyatları aldı başını gitti. İnsanların imkanları da belli. Gelin; Düzce Belediyesi organizasyonunda arsalar üretelim ve her aileye ancak bir parsel düşecek şekilde uygun imkanlarla satışını sağlayalım.

   - Mesela; tüm bunları yaparken, bir taraftan da belediye içinde, genç mimar ve mühendislerden oluşan bir “Depreme Hazırlık Birimi” kuralım. Bu ekibi gerekirse yut dışına (Japonya gibi) gönderip eğitelim. Üniversitelerle birlikte çalışmalarını sağlayalım. Düzce’yi sil baştan taramalarını ve ayrıca yeni yapılacak yapıları kontrol etmelerini sağlayalım..

   - Ve işte son olarak; belediye meclisimizin alacağı belki de tarihi bir kararla; rant peşinde koşan müteahhitleri elimizin tersiyle bir kenara itip, Düzce’de kat sınırlamasını 4 kattan 3 kata (zemin artı 2 kat), hatta bazı bölgelerde 2 kata (zemin artı 1 kat) indirelim.

*

   Gelin; Düzceliler’in evinde huzurlu bir şekilde uyumasını sağlayalım.

   Gelin; çocuklarımıza, torunlarımıza sağlıklı, huzurlu ve güvenli bir kent bırakalım.

   Gelin; kentimiz hem mimarisiyle ve hem de depreme dayanıklı binalarıyla, tüm dünyaya örnek bir kent olsun..

   Ne dersiniz?