- 16.02.2022
Çevresel açıdan hep sınıfta kaldık: Ne ağaca duyarlı olduk, ne yeşil alanlara, parklara sahip çıktık. Her yerin içine ettik, çöp attık, tükürdük!
Havamızı bile koruyamadık: Kat sayısını çoğaltıp şehri nefes alamaz hale soktuk. Trafiğe boğulan çarşımızı araç istilasından kurtarmak istemedik. İmar değişiklikleri ile şehirlerin yağmalanıp talan edilmesine “Bana da pay düşer” diye parmak kaldırdık.
Ah insanoğlu ah!
Kısacası dört dörtlük doğamızın değeri bize ağır geldi, üzerimizde taşıyamadık!
Umursamaz, aldırışsız, duygusuz, ayvaz, işitmez, anlamaz, vurdum duymaz, çıkarcı, bencil.
“Odun bu yeniden büyür!... Ağaçlar dükkanımın önünü kapatıyor, kesilsin!..Parkların nesi güzel?.. Yeşil alan yapılacak da ne olacak?.. Yürüyüş yoluna ne gerek var?.. Ormanlar kerestedir iyi para eder.. Dökülen yaprakları temizlemesi zor olur. Fazla da gölge ediyor!..”
Böyle düşünen bir nesil olmayı kim ister? Ancak şimdi durum değişti:
Son zamanlarda çevreye duyarlı vatandaşların hareketleri takdir topluyor. Çünkü budana budana kılıksız hale sokulan fidanlara, hastalandı diye kesilen ağaçlara karşı(*) kimse duyarsız kalamıyor artık.
Ve nihayet mezarlıktaki asırlık ağaçlar kesilince, sincapların, kuşların yuvaları yıkılınca Düzce ölü toprağını üzerinden atıp ayağa kalktı.
Adeta mezardaki rahmetliler dile geldi!
Aktivist arkadaşım Birol Aksu öncülüğünde, Düzce Adliyesi’ne gidip savcıya şikayet dilekçesi verildi.
Alkışlıyorum!
*
Ve bunun üzerine Belediye (vakit kaybetmeden) bir açıklama yaptı.
Yerel gazetecimiz Çiğdem Diger şöyle anlatıyor:
“Mezarlıkta yapıldı açıklama; Orada gördüğüm kadarıyla belediye çok doğru bir çalışma yapıyor.
Şöyle ki; ağaçlar çok aşırı büyük ve yan yatmış.
Park ve bahçeler müdürü rüzgarda devrileceğini, çünkü toprağın kumlu bir olduğunu söylüyor.
Keza geçen ki fırtınada 22 tane ağaç devrilmiş zaten.
Ayrıca bir de şu var.
Mesela adam mezar yeri satın almış.
Ama orada ağaç büyümüş ve mezar yeri kazılamıyor.
Yani kullanamıyor.
Ya da ağacın hemen yanındaki mezarlıkların taşları bozulmuş, mezar yamuk yumuk duruyor.
Mezarlara da zarar vermiş ağaçlar.
Benim bir yakınım olsa “ağaçları kesin” diye ben de başvururdum ki zaten birçok dilekçe gitmiş belediyeye ağaçların kesilmesi için.
Ayrıca bu çalışmalardan önce de mezarlıklar müdürü yapacakları çalışmalar ile ilgili tüm siyasi partileri ve basını gezip anlatmış, “şunları yapacağız” diye.
Bir de ağaçların devrilmesi ile zarar gören mezarları belediye zaten onarıyormuş.
Sadece ağaç devrilmesi ile olanları değil, madde bağımlılarının ya da başkalarının kırdığı mezarları falan da onarıyorlarmış…”
“Harbiden kesmekten başka çare kalmamış” diyor tecrübeli gazeteci Çiğdem Diger ve bu düşüncesini dün Düzce Postası’nda manşete taşıdı da.
Evet aktivistlerin ağaç kesimi karşısındaki tepkileri umut vericiydi…Şimdi belediyenin gerekçeleri karşısında da “HARBİCİ” olmalılar!.. Çünkü samimi davranıp kör siyaset peşinde olmadığımızı gösterme zamanıdır!..
Saygılarımla
(*) Budamalar ve ağaç kesimleri ile ilgili belediye yetkilileri sık sık açıklamalarda bulundu.
Yorum Yap