Onuncu ölüm yılında anılan kardelenlerin annesi, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin kurucusu Türkan Hocamı bir meslektaşı olarak, onu hekim olma yolculuğuna götüren nedenleri inceleyerek anmak istiyorum.
Türkan Hocamın aklına köy hekimi olma düşüncesi ortaokul yıllarında düşmüş. Dönem Kurtuluş Savaşı’nın ardından kurulan genç Cumhuriyet’in eğitim ve sanayileşme çabasında bulunduğu dönemmiş. Vatanseverlik duygusu o kadar güçlüymüş ki karşılık beklemeden, en azla yetinerek yararlı işler yapmalarını sağlamış. Ceyhun Atuf Kansu’nun şiirleri bu duyguyu besleyen kaynakmış. Hekimliğin bilimsel yönünden çok, sosyal ve duygusal yönü çekmiş hocamı. İstanbul Tıp Fakültesi’nde okurken fizyoloji, patoloji, anatomi derslerine çok düşkün imiş. “Önce zarar verme!” kuralı değerli hocalarının verdiği derslerle beynine kazınmış. Beyaz önlük giymeye başladığında “Doktor hanım” hitabı gururunu okşarmış. O dönemde asistanlara ve hocalara “Hoca, hocam” dendiği için, “Zavallı hastalar için hepimiz hocaydık neredeyse, ama gerçek hocalar heybetli duruşlarıyla kendilerini gösterirlerdi” diyor Türkan Hocam.
Gencecik fidan hocamız Tıp Fakültesi’nin 3. sınıfında iken yakışıklı bir hekimle (Dr Mustafa Örge) ile evlenmiş. Ancak hocamızın iki oğlunun doğumunda da önce akciğer veremi, sonra da omurga veremi geçirdiği anlaşılmış. Tam on üç ay yüzüstü yatmak zorunda kalmış ve omurga veremi için ameliyat olmuş. Kendisinin ileride çok iyi ve başarılı bir hekim olmasını çok hastalık geçirmesine bağlar. Hastalara kötü davranan hekimleri gördüğünde “Şu adam bir hasta olsa da acının, sıkıntının, hastalığın insan üzerinde yaptığı psikolojik etkinin ne olduğunu anlasa” dermiş.
Cildiye uzmanı olmaya karar vermesinin nedeni 1958 yılında Bakırköy Akıl Hastanesi’ne staja gittiklerinde gördüğü bir sahnedir. Hastanenin cüzzamlılar koğuşlarına yemeği getiren görevlinin hastaların getirdiği bakraçlara tıpkı hayvan besler gibi yemeği boşaltıp gittiğini görür. Bu sahne rüyalarına girer. Zor bulaşan ve tedavi edilmezse sakatlığa yol açan cüzzamla savaş artık hocanın hayatının önemli amacıdır.
İngiltere’de bursla “Dermatopatoloji İleri Eğitimi” programı için 11 ay kalır. Üstelik artık boşanmıştır ve iki çocuğunu da yanında götürür. Bilim insanlığı ve anneliği başarıyla birlikte yürütür. Doçentlik unvanını 1972 yılında alır. Sonra bir gün Uğur Dündar’la cüzzamı anlatan 35 dakikalık bir film yaparlar ve 1976 yılında Cüzzam ile Savaş Derneği’ni Profesör Dr. Seyhan Çelikoğlu ile birlikte kurar. Hipokratist Sağlık Ansiklopedisi’nde yer alan bilgiye göre; “Cüzzamla Savaş Derneği ve Vakfı’nın topladığı yardımlarla eski binalar yenilendi. 1978 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’ne bağlı Lepra Araştırma ve Uygulama Merkezi kuruldu. Tıp öğrencilerinden oluşan bir grupla Muş’tan başlatılan tarama çalışmaları diğer illere yayıldı. Van pilot bölge olarak seçildi. Dr. Türkan Saylan’ın girişimiyle İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Haluk Alp’in tahsis ettiği 500.000 Lirayla önce Bakırköy’deki Lepra binalarına mutfak, çamaşırhane, ameliyathane eklendi ve onarıldı. Eski hastalar personel olarak görevlendirildi. 1980 yılında lepralı hastalar için fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezi açıldı. Ayak deformasyonları olan lepralı hastalar için merkeze bağlı olarak faaliyet gösteren ayakkabı atölyesinde ortopedik ayakkabılar üretildi. Zaman içinde ilavelerle büyüyen pavyonlar 1981 yılında Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ile İstanbul Tıp Fakültesi ve Cüzzamla Savaş Derneği ve Vakfı arasında düzenlenen bir protokolle hastane statüsüne geçti. Cüzzam (Lepra) alanında uzmanlaşmış olan bu özel dal hastanesinin; günümüzde İstanbul Lepra Deri ve Zührevi Hastalıkları Hastanesi adıyla Lepra kliniği, diş polikliniği ve deri ve zührevi hastalıklar polikliniği olarak hizmet veren dal hastanesi konumundadır.”
Türkan Hocam, bilim insanı, hekim ve sosyal önder olma özelliklerinin tümünü üstünde toplamış özel bir bireydi. Sosyal önderliğinin temelinin ardında iyi hekimlik ve bilimsel araştırmacılık özellikleri bulunmaktaydı. Huzur içinde uyu hocam…
Kaynaklar: http:// hipokratist.com/cuzzamla-savas-dernegi-ve-vakfi/
