Şimdilerde Düzce Üniversitesi’nin şu anki Rektörünün görev süresi dolduğu için ya yeniden atanması ya da yerine başka bir rektörün atanması söz konusu.
Yerel basında bu konuyla ilgili birçok haber ve köşe yazısı yazılıp çiziliyor.
Yazılıp çizilenlerin tamamına yakınının ortak kanısı, başarılı bir görev sürdüren Nigar Hoca’nın tekrar Rektör atanması gerektiğini vurguluyor.
Geçtiğimiz süre içerisinde birçok hizmetlere katkı sunan Düzce Üniversitesi aslında herkesin gözünden kaçan bir ayrıntıdan sonra bugünkü hızlı gelişimini tamamladı.
Biraz unutulan bu konunun üzerinde durursak, aslında Nigar Hoca’nın atanmasının ne kadar zorunlu olduğunu daha iyi anlarız.
Bir önceki Rektör Funda Hanım’ın dönemiydi. AKP Düzce 1. sıra milletvekili İbrahim Hoca, o zamanlar hep gündemde ve neredeyse her gün basında bir başka absürt açıklamalarıyla kendinden söz ettiriyordu.
Yani bakmayın şimdi partisinden ihraç edildi ama o zamanlar partide epey etkili biriydi.
Düzce’ye hizmet noktasında bırakın proje üretmeyi, her gün Üniversite Rektörü Funda Hanım aleyhine sürdürdüğü kavgada kendini bir adım öne çıkartmak için canhıraş mücadele yürütüyordu.
Yanında çanta gibi taşıdığı ve daha sonraları üniversiteden malum soruşturmalarla atılan adamını rektör yapmak için gezmediği yerel gazete bırakmadı.
Üniversitenin ne yolsuzluğunu bıraktı, ne de yanlış yönetildiğini.
Kısacası üniversiteyi buna laf yetiştirip mahkemelerde cevap dilekçesi yazmaktan başka bir iş yapamaz hale getirdi.
Düzce yerel basını neredeyse bir gün İbrahim Hoca’nın Rektöre karşı söyledikleri, ertesi gün ise Funda Hanım’ın İbrahim Hoca’ya verdiği cevapları yazıyordu.
Bu kavga hiç kimseye fayda sağlamadığı gibi, Üniversiteyi de geliştirmedi.
Görev sırası Funda Hanım’dan Nigar Hoca’ya geçince, tabii ki malum zat yine birçok çaba içerisinde yapmadığını bırakmadı.
Ancak Nigar Hoca hiç kavganın tarafı olmadan sadece işini yaptı.
Üniversiteye konsantre olup tartışmalardan uzak durdu.
Üniversiteyi büyütüp geliştirmekten başka hiçbir işle uğraşmadı.
Bugün geçmişe göre bu kavganın tarafı olmayarak, üniversiteyi nerelere getirdiğini herkes mutlaka gözlemliyordur.
Sonrasında siyaseti hayatı boyunca Düzce’ye bırakın bir şey katmayı, herkesle kavga etmiş bu zattan kendi partisi de ihraç yoluyla kurtuldu ama geçen zamanı geri getirmek maalesef mümkün olmadı ve kaybeden hep Düzce oldu.
Dolayısıyla tam her şey yoluna girmiş ve herkes işine konsantre olmuşken, Nigar Hoca’nın yeniden atanması bir ihtiyaç değil Düzce için zorunluluktur!...