Tehlikenin farkında mısınız?
Yazarın Diğer Yazıları :
Tarih:13.4.2018
08.04.2018 tarihinde Cumartesi’yi Pazar’a bağlayan gece saat yaklaşık 00.16 civarında Bolu Yeşilçele merkezli aletsel büyüklüğü 4.9 olarak tespit edilen deprem hepimizi korkuttu.
Uzun zamandır bu denli depremi yakınımızda hissetmemiştik.
İlk aklımıza gelen tabii ki devamı olacak mı? Yeniden olacak mı? Nerede olacak? Ne kadar büyüklükte olacak?. gibi sorular oluyor.
Bizim gibi iki depremi arka arkaya yaşamış bir şehrin insanları içi gayet normal sorular bunlar. Ancak deprem uzmanı Oğuz Gündoğdu’nun açıklamalarından bu depremin Bolu’nun kuzeyinde meydana gelen bağımsız bir fayda hareketle ve enerjinin açığa çıktığı bir deprem olup başkaca bir bağlantı kurmanın bilimsel olarak anlamlı olmadığını anlamış bulunmaktayız.
Tabi ki deprem bir doğa olayı ve biz yerleştiğimiz şehirlerin yer seçim kararları sebebiyle depremle bu denli iç içe yaşıyoruz. Bizim şehrimizin de içinde bulunduğu Kuzey Anadolu fay hattı tarihinde en yıkıcı depremlerin meydana geldiği bir fay hattıdır. Bu nedenle şehirleşirken deprem riski asla göz ardı edemeyiz. Bugüne kadar gelen imar ve yapılaşma hataları nedeniyle çok ağır bedeller ödedik. Yakınlarımızı kaybettik birikimlerimizi kaybettik. Bu nedenle daha çok bina daha yüksek katlı bina daha çok imar rantı sağlamak adına yeterli yapı denetimi hizmeti almamış binalar inşa ederek karımızı artırabiliriz ancak toplam faydadan çok zarara yol açarız. Zararınız yalnızca kendinize olmaz. Binadaki kat sahibine, misafirliğe gelene yanından geçene olmak üzere yaptığınız işle başkalarının hayatını da riske atarsınız. O nedenle imar yapılaşma işi kişilere özel sektöre terk edilemez kamu yararı gereği imar ve yapılaşma kamusal bir iştir. Bu nedenle ruhsata tabidir bu nedenle kamu kurumu olan belediyelerin ve valiliklerin yapılan her binanın yapımının denetlenmesi noktasında kamusal bir yapı denetim görevi vardır. Bu görev asla ihmale gelmez ihmal edilirse sonuçları çok ağır olur.
Günümüzde devletin ulaştığı bilimsel standartlar tüm deprem risklerini bertaraf etmek önceden önlem almak için yeterlidir. Bunlar ülke bölge ve şehir planlarının deprem riski gözetilerek hazırlanması deprem haritalarının yapılması, deprem riski altındaki alanlarda yapı yapma yönetmeliklerinin hazırlanması, deprem riski yüksek alanlarda mikro bölgelendirme haritalarının yapılması ve buna uygun imar yapılaşma kriterlerinin planlara sokulması ve buna uygun imar durumunun hazırlanıp yapı yapma izni ve ruhsatının verilmesi ile iskanı sağlanıncaya kadar imarın takip edilmesi gerekmektedir. Bu anlamda yasal bir eksiklik olduğunu düşünmek mümkün değil ancak toplumun eğitimi ve deprem bilincinin yaygınlaştırılması ile kararlı bir kamusal denetim mekanizmasının kurulması önemlidir.
Ancak tüm şehirlerde olduğu gibi yeni yapıların yapılmasına verilecek önem kadar eski yapıların elden geçirilmesi özellikle bizim gibi deprem geçirmiş illerdeki depremden sonra ayakta kalan binaların sağlamlaştırılmasının planlanması gerekmektedir. Ancak çok acıdır ki bu anlamda planlama yapıldığını görememekteyiz. Yani riskli binaların halli için sayın belediyemiz ne gibi bir plan yapmış bilenimiz görenimiz duyanımız yok. Hep yeni yapılacak binalar ve onların kat sayısı ile meşgul yazar kasa beyinlerimiz.
En vahimi budur.. Tehlikenin farkında olmadan yaşamak.. O nedenle kötü de olsa acıda olsa sormak zorundayız. Deprem bizim yaşadığımız bölgede bir periyoda her zaman olabilir zamanını henüz bilemiyoruz. Ancak öncelikle tüm yetkililere ve topluma soruyoruz; tehlikenin farkında mısınız?