Bu yıl hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi şansımız oldu. Hava kirliliğini önceki yıllara göre minimal ölçülerde de olsa daha az hisseder olduk. Ancak; Düzce’nin üzerindeki sarı bir tabaka gibi çöken is, pis bulutu varlığını sürdürmeye devam ediyor. Temiz hava solumayı istemek herkesin en temel haklarından birisidir.
Başlığı ilk kez yazıyı yazmaya başlamadan attım. Neden derseniz; gerçekten başka bir Düzce hayali var mı insanların? Siyasilerin, kadınların, erkeklerin, üniversite öğrencilerinin, çocuklarımızın, gençlerimizin merak ettim.
Bu şehrin sakinlerinin nasıl bir şehirde yaşamak istediğini çok merak etmekteyim. Neden derseniz, insanların benzer taleplerini bir araya getiren ve bu taleplere öncelik veren yöntemlerin ve yöneticilerin başarılı olacağına inanıyorum.
Örneğin; bir kısım kalıcı konut sakinin ısrarla dile getirdiği sorunları incelediğini, belediye öyle ya da böyle otobüs seferlerindeki büyük sorunlara ilişkin seslere kulak vererek yeniden bir düzenleme yapılarak iyileştirildi. Ancak şu sıra mevcut seferler tekrar elden ve gözden geçirilmelidir. Örneğin halk sokaklara konulan spor aletlerini kullanmakta demek ki iyi bir şey olmuş. Tabi ki gözlediğim kadarı ile işlek caddelerdekiler değil, daha bir gözden ırak yerlerdekilerin kullanıldığı açıktır.
Halkın ihtiyaçlarını tespit etmek ve taleplerini toplamayı öncelikle yerel yönetimlerin kendine dert etmesi gerekmektedir. Çünkü yerel yöneticilerin temel görevi halkın yaşam standartlarını iyileştirmek, refah ve mutluluğunu artırmak, hayatlarını kolaylaştırmaktır. Bu nedenle de kaynaklarını halkın refah ve çıkarı için kullanmak zorundadır.
Örneğin; yıllardır insanlar kaldırım taşlarından şikayet eder, ancak duyan yok. Ancak onun yerine yerde ararken gökte bulduk gibi afaki pahalı aydınlatmalar, süs treni gibi uygulamaları tercih etmek bir tercihtir.
Ancak; şehir belediye başkanının evinin salonu değildir. İstediği gibi tefriş edemez, kaynakları en rantabl şekilde halkın refahını artıracak işlerde kullanmak zorundadır.
Örneğin; canı istedi diye her gördüğümde canımı sıkan kalıcı konutlardaki heyula güreş alanı yapmak ve buna çok büyük bir kaynak ayırmak, olacak iş değildir.
Sözde bizi daha iyi temsil etmek için en lüks makam aracını almak doğru değildir. Bunun yerine mahallelerin ihtiyaçlarının halka sorularak en acil olandan başlanarak eşit ve ayrımsız şekilde çamurlu sokak bırakmamayı kendine ilke edinen bir belediyecilik göremiyoruz.
Örneğin; şehrin ortasında afaki maliyetli saat kulesi olmalı mı, olmamalı mı? Öncelikli bir ihtiyaç mı, değil mi? Bunun kararını kim veriyor? Buraya ayrılan kaynak bu şehirde yaşayan insanların refahını artırmaya ayrılan kaynak olup, nasıl kullanıldığı çok önemlidir.
Bunu kim takip edecek?
Tabi ki öncelikle halk. Ancak; halkın görüş ve düşüncelerini öne almayan, fikrini söylemeye teşvik etmeyen, hatta bu konuda belediyede ayrı birim oluşturmayan ve sırf bu iş için bir kaynak ayırmayan bir belediyecilik artık makbul değildir.
Bizim belediyemiz şu anda ne yapıyor? Benim gördüğüm; belediye başkanının önemli gün ve haftalar ile ilgili yaptırdığı fotoğraflı afişleri dışında bir icraat göremiyoruz.
Bu anlamda bir şehrin o şehirde yaşayan insanların kendinden bir parça bulduğu bir yaşam alanına dönüştüğünde başka bir Düzce olabilecektir.
İnsanların serbestçe girip oturabileceği park ve bahçeler oluşması bu halkın özlemi mi, değil mi? Bunu merak etmez mi bir belediye ve buna uygun bir yol izlemesi gerekmez mi?
Geçen hafta bir yorumcu Sayıştay’ın Düzce Belediyesine dair hazırladığı bir denetim raporu paylaşmış. Açtım okudum, ancak rapor bir Sayıştay raporundan çok mahalli bir denetçinin hazırladığı yeterli bilgi ve belgeye ulaşamadığı sınırlı bilgi ve belge ile hasbel kader hazırlayabildiği bir rapor gibi duruyordu. Bana ilginç geldi. Okuyunca insan “he canım işte olmuş, birkaç hata canım” dedirtircesine hazırlanmış bir rapor olduğunu anladım.
Bu anlamda merakımdan sormak isterim. Muhalefet partilerinin başka bir Düzce ile ilgili ne gibi düşünceleri var ve halka öncülük etme görevi de olan siyasiler, bu amaca hizmet için ne gibi düşünceler içindeler. Malum yerel seçimler de geldi geliyor. Dar seçim dönemlerine kendilerini sıkıştırmayıp, şimdiden çalışsalar da halkın zihnini açsalar, diyorum…
Kalın sağlıcakla...