Medyanın işi zor…
Aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık…
Tam hayır diyecek sıkıntı…
Evet dese başka bir sıkıntı…
Tıpkı Zeki Alaysa- Metin Akpınar parodisi gibi.
***
Bizim ilk gençlik dönemimiz Devekuşu Kabere Tiyatrosu ‘Yasaklar’ı oynuyor.
Bir yasağı bol yaz kampı parodisi vardı.
Zeki Alasya yasakçı kamp müdürü, Metin Akpınar ailesiyle tatile gelmiş vatandaşı oynuyordu.
Zeki Alasya, yaz kampı müdürü olarak gelenlere soruyor: “Denize mi gidiyorsunuz?”
Ailenin babası Metin Akpınar, elinde şişme yatak, toplar, termos vs, Annenin elinde yemekler vs, çocuklar zaten mayoyu giymiş denize doğru koşmakta,
Akpınar bakıyor Alasya'nın kaşları çatık önce “evet” diyor ama müdürün kaşlar iyice çatılınca “hayır” deyiveriyor.
Bakıyor ki Zeki Alasya bu cevaptan da mutlu değil. Dönemin meşhur yarışması var Erkan Yolaç sunuyor: Evet- Hayır. Oradaki Erkan Yolaç'ın final cümlesini söyleyiveriyor:
- Hayır da diyemiyorum öyleyse Mehter Marşıyla gelip İzmir Marşıyla giderim.
***
Bugün yine bir evet-hayır denklemiyle karşı karşıyayız ve yine Mehter Marşı ile İzmir Marşı arasında bir noktadayız.
Gazeteler yazamıyor…
Televizyonlar söyleyemiyor.
Durum vahim.
Görüşlerimizi açıkladığınızda da hain, bölücü, terörist ilan edilme ihtimaliniz çok.
***
Koşullar böyle olunca gerçekleri olduğu gibi yazabilen gazete kalmadı gibi…
Hatta kanaat önderlerinin siyasetçilerin bile fikirlerini özgürce açıklamaları zor.
Bu zorluklar içinde Gazete burasıdüzce çok anlamlı bir etkinlik yapıyor ve ilimizin ve memleketimizin kanaat önderlerini Cumartesi Kahvaltılarında ağırlıyor ve görüşlerini alıyor.
Herkes istediğini soruyor, konuk ne düşünüyorsa anlatıyor ve bunlar tüm çıplaklığıyla gazetemizde yer alıyor.
***
16 Nisan zor bir tarih…
Ne evet diyen bölücü ne de hayır diyen vatan haini…
Siz siz olun kendi fikrinizi yüksek sesle söyleyin. Kararınızın altını doldurun.
Karşı fikirde olana saygı duyun.
Ve siz siz olun Gazete burasıdüzce'ye sahip çıkın.
Çünkü bu dönemde bu kadar iyi ilkeli, tarafsız ve objektif gazetecilik yapan bir gazeteye sahip çıkmak gerekir.
Özgür basın, ekmek kadar su kadar, siyaset kadar önemlidir…