46 yıldır Kuyumculuk yapan Hüseyin Gel, Gazete burasıdüzce’ye yaşam hikayesini anlattı. Düzce’de el işi ile takı yapan birkaç kişiden biri olduğunu söylen Hüseyin Gel, yeni makineler çıktıkça el işi ile yapılan takıların azaldığını söyledi. 1973 yılında bu mesleğe İstanbul Kapalı Çarşı’da başladığını anlatan Hüseyin Gel, daha sonra Düzce’ye gelerek kendi dükkanını açtı. Yaptığı takıların kendisi için göz nuru olduğunu da belirtirken, onlara ruhunu ve bedenini vererek yaptığını söyledi. Her işte olduğu gibi bu işinde zor yanları olduğunu, kullandığı aletlerin elinin kanamasına ve yanmasına sebep olduğunu ancak iş bitince kendisiyle gurur duyduğunu söyledi.
Hüseyin Gel yeni evlenecek çiftler için takı masrafının ne kadar olacağını da söyledi. Sahte altın konusunda da uyarılarda bulundu.
İşinin ustası olan Hüseyin Gel ile yaptığımız röportaj şu şekilde:
Mesleğe 1973 yılında İstanbul Kapalı Çarşı’da başladı. Daha sonrasında Düzce’ye gelerek kendi dükkanını açtı. Depremde altınları enkaz altında kaldı ve zor dönemlerden geçti. Hüseyin Gel o yılları şu şekilde anlatıyor:
“Bu mesleğe 1973 senesinde başladım. O yıldan bu zamana kadar devam ettim. Bu mesleğe ilk İstanbul Kapalı Çarşı’da başladım. O yıllarda 3-4 tane ustanın yanında çalıştım. En son çalıştığım ustanın yanında 12 yıl kaldım. Sonra Düzce’ye geldim ve burada kendi yerimi açtım. Deprem olduğu yıllar çok mağdur olduk. Fiyatlar da uçunca kimse bu işi yapmak istemedi. Altınlarım depremde enkaz altında kaldı. Daha sonra bankadan bir kredi çektim ama o kredi bir daha bizi aydınlığa çıkartamadı. Şimdi tamirat işi de yapıyorum. Yaptığımız tamiratın parasını alamıyorum. Kullandığım malzemeler altın fiyatı artınca alınamaz duruma geldi.”
DÜZCE’DE BU İŞİ YAPAN
ÇOK KİŞİ YOK
Hüseyin Gel, mesleğini çok severek yaptığını ve el işi ile takı üreten çok az kişi kaldığını söylüyor. Yaptığı takılara ruhunu vererek yaptığını, ancak artık insanların takının değerine değil fiyatına baktığını da belirtti. Bu duruma üzüldüğünü söyleyen Gel, şu cümleleri kurdu: “Şu anda özel siparişler alıyorum. Bir makine kullanmadan el işi ile ürün çıkartıyorum. El işi ile yapıyorum, İstanbul’a götürüyorum ve beğenenlere sunuyorum. Özellikle pırlantada çalışıyorum. Düzce’de bu işi yapan çok kişi yok. Genelde tamirat işi yapıyorlar. Mesleğimi çok severek yapıyorum. Benim eserim olduğu için bedenimi, ruhumu, bütün herşeyimi ona veriyorum. Vatandaş gelip mala bakmadan fiyat sorunca üzülüyorum. Malın yapılış şekline artık önem verilmiyor, ucuzluğuna bakılıyor. Bize eskiden ‘ellerinize sağlık, çok güzel oldu usta’ derlerdi ama şimdi onu diyen göremiyoruz. İnsanlar ucuz ne görürse ona bakıyor. Genelde makine yapımı istiyorlar. El yapımı isteyen yok. Çünkü el yapımı ağır çıkıyor. Biz ellerimizle şekil verdiğimiz için eliniz kanayabilir, kullandığınız aletler elinizi yakabilir ama o sizin artık göz nurunuz oluyor. Ben yaptığım işe emeğimi veriyorum ve saygı görmesini istiyorum. Takan kişi yaptığımız ürünün farkına varır.”
Pırlanta taşlarının çok pahalı olduğunu, yeni evlenen çiftlerin altın yerine gümüş alyans tercih ettiklerini söyledi. Önceden gümüşe aldırış etmediğini ancak şu anda en çok onun satıldığını da dile getiren Hüseyin Gel, “Artık pırlanta taşları da çok pahalı. Düzgün bir taş almak için 1000 Doları gözden çıkarmak gerekiyor. Buraya gelen insanlar piyasa malı alıp para etmemesi yerine değerli bir şey almak için geliyorlar. Ben yıllardır aynı işi yapıyorum. Verdiğim bir ürünü ben aynı paraya geri alıyorum tabi müşteri satmak isterse. Düzceli değerli bir taş alsın diye uğraşıyorum tek gayem o. Altın artık pahalı olduğu için yeni evlenenler altın alyans yerine gümüş alyans tercih ediyorlar. Altından gümüşe döndü insanlar. Ben önceden pek gümüşe aldırış etmiyordum ama son 10 yıldır gümüş işliyorum. Genelde gümüş siparişi alıyoruz. Bizim kuruluş amacımız altın ve pırlanta üzerineydi ama altın zamlanınca mecbur gümüşe döndük” dedi.
İŞÇİLİK ÖNEMLİ
Hüseyin Gel, makinede yapılan takılar ile kendi yaptığı takıların farkını anlattı. “Benim elde yaptığım yüzük 12 gram falan gelirken, makinede yapılan yüzük 3 gram geliyor. Makinelerin işçiliği de ucuz oluyor. Vatandaş bu sebeplerden el yapımı ürün tercih etmiyor. Altın her yerde altındır ama işçilik önemli. Geri satarken ne kadar paraya satıyorsun bu önemli. Altını külçe olarak alıyorum. Altının külçesi şu an 257 bin lira.”
YENİ EVLENECEKLERİN TAKI ÜCRETİ 50 BİN TL
Yeni evlenecek çiftler için ortalama bir takı bütçesi çıkartan Hüseyin Gel, o bütçeyi şöyle belirtti: “Bir altın alyans 1500 ile 2000 lira arasında. Gelin için bütün takılar 200 gram tutuyor. Bunun ücreti de 50 bin TL. Bir Trabzon hasırı bugün 60 bin ile 70 bin arasında değişiyor. Trabzon hasırı alınca bilezik almaya gerek kalmıyor.”
YATIRIM İÇİN KÜLÇE ALTIN
Altın ile yatırım yapacaklara da seslenirken işlenmiş bir altın yerine külçe altın alınmasını tavsiye ediyor.
Hüseyin Gel: “Yatırım için altın alınacaksa eğer, külçe altın alınmalıdır. Bilezik alıp da işçilik parası kaybetmeyin. Külçe altını istediğiniz gramda satıyoruz. Biz altını silindir ile çektiriyoruz, 100 Liran varsa kesip o kadarlık bile verebiliyoruz. Yatırım için kesinlikle külçe altın alınması gerekiyor. İşçilikli mal alınmaması gerekiyor yatırım için. Yüzük, küpe, bilezik bunlar hep işçilikli maldır. Bunları satarken belli bir yüzde kaybolur.”
ALTIN ESKİ TARİHLİ DİYE
DEĞERİ DÜŞMEZ
Yeni yıla girerken işçilik oyunlarının oynandığını, vatandaşların ise bu konuya dikkat etmesi gerektiğinin altını çizen Hüseyin Gel, bu durumu şu şekilde anlattı: “Yeni yıla girerken çok işçilik oyunları oynanır. Yeni yıla girdikten sonra altın alınmasını tavsiye ediyoruz. İlla yeni yılın tarihi yazsın diye yılbaşından önce alınmasına gerek yok. Yılbaşından önce olduğu zaman gelecek yılın altınını satmak için işçilik oyunları oynanıyor. 10 bin liraya alacağınız bir altın o zamanlarda 30 bin liraya çıkıyor. Yılbaşı geçtikten sonra 30 bin liraya sattığı işçilik 10 bin liraya düşüyor. Altının üzerinde tarih yazar. Bu önemli değildir. Altın eski tarihli diye değeri düşmez. Altını koyarsın teraziye gramına göre alırsın.”
SAHTE ALTINA DİKKAT!
Sahte altına karşı da uyarılarda bulunan Hüseyin Gel: “Altın alırken kuyumcudan alınmasını tavsiye ederim. Komşunuzdan ya da yakınınızdan kesinlikle alışveriş yapılmamalı. Sahte altın artık çok arttı. Bir çeyrek altın kulpuyla birlikte 1.80 santim gelir eğer 1,20 falan gelirse almayın. Sahtesini beş santim kadar eksik yapıyorlar. Aynısını yaparlarsa yasalarca yasak. Ama adam diyor ki bu beş santim az, aynısı değil. O zaman buna bir cezai işlem de uygulanamıyor. Sahte altınla kandırılmamak için mutlaka tanıdık kuyumcuya gidilsin” dedi.